| Açlıktan bitkin olmalarına rağmen, bu Şükran Gününde minnet duymalarını gerektiren bir şey vardı. | Open Subtitles | يائساً وجائعاً وهاهو يوم عيد الشكر على الرغم من هذا كان هناك شيء يجب أن يكون شاكراً له |
| Yüce Tanrım, Şükran Gününde minnetle önünde eğiliyoruz. | Open Subtitles | أبّانـا الرحيم، نـُحــني رؤوسـنا في إمتنان على عيد الشكر هذا ونقـدم شكرنا المخلص البسيط على مثل هذا الجـُــود منك |
| Zaman bulduğunda okursun, Şükran Gününde de üzerine konuşuruz. | Open Subtitles | عندما يكون لديك بعض الوقت، أقرئيه وسنتناقش في عيد الشكر |
| Emily bu sene Şükran Gününde ne yapacağımı bilmiyorum ama her zaman soframız sana açık tatlım. | Open Subtitles | اميلي, انا لا اعرف بالظبط بماذا اخدم لعيد الشكر هذه السنة ولكن كما تعلمين دائما .. مرحبا بكي علي طاولتنا .. |
| Her Şükran Gününde bir futbol oyunu oynardık ismi de The Geller Bowl. | Open Subtitles | كل عيد شكر كنا نلعب مبارة كرة قدم نسميها كرة جلير |
| Belki bu Şükran Gününde büyük bir hindi almaktan vazgeçmeliyiz. | Open Subtitles | من الممكن بعيد الشكر هذا ان نبتاع ديك رومي اصغر |
| Red, geçen Şükran Gününde cenesinin hindiyi çiğneyecek kadar... güçlü olmadığını söyledi. | Open Subtitles | ريد انها في عيد الشكر الماضي قد قالت ان فكها ليس قويا كفايه لمضع الديك |
| Bu bot kiralık, Şükran Gününde adanın etrafında dolanmak için değil. | Open Subtitles | هذا قارب للإيجار وليس للدوران حول أصوات عيد الشكر اللعيـنة |
| Bana Şükran Gününde ananas toplama sözü ver olur mu? | Open Subtitles | عدني أننا سنلتقط حبة الأناناس في عيد الشكر |
| Şükran Gününde bende. Cadılar Bayramıdan sende. | Open Subtitles | أنا أحصل عليه يوم عيد الشكر وأنت عيد القديسين |
| Çocuklarımız için, her Noel'de Şükran Gününde, doğum günlerinde okul oyunları, klarnet resitalleri ve futbol maçlarında gelmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تكوني حاضرة في أعياد الكريسماس عيد الشكر .. أعياد الميلاد |
| O burada bana işimi yaparken tek parça kalmama yardımcı oluyor ve böylece ben de Şükran Gününde ailemin yanına gidebiliyorum. | Open Subtitles | إنه هنا من أجل إنجاز العمل وإبقائي سالماً من أجل أن أزور عائلتي في عيد الشكر |
| Bu yıl Şükran Gününde yetki bende olsun istiyorum. | Open Subtitles | لقد أردت أن أكون المسئول عن عيد الشكر هذا العام |
| Şükran Gününde ne yapardın genelde? | Open Subtitles | ماذا تعودتي ان تفعليه عادة في عيد الشكر ؟ |
| Şükran Gününde neden Valhalla'ya gelmem gerekiyor? | Open Subtitles | لماذا يجب علي أن احضر الي فيلهيلي في عيد الشكر |
| Herkes Şükran Gününde kendi planını yaptı diye onlara çok kızdım, ve bencilce, herzaman olduğu gibi bu senede burda olmalarını istedim. | Open Subtitles | غضبت لحد الجنون لأن الجميع وضعوا خططهم لعيد الشكر و أردتُ العائله كلها هنا معاً , كالعاده |
| Tessa Şükran Gününde burada olmayacak. | Open Subtitles | بو حصل على أخبار سيئه تيسا لن تكون هنا لعيد الشكر |
| Şükran Gününde genelde Denny'ye gideriz.. | Open Subtitles | حسنا، نحن عادة ما يذهب لديني لعيد الشكر. |
| Sanırım seninde Şükran Gününde yapacak bir şeyin yok. | Open Subtitles | أنا أظن أنك لاتقوم بأي شيء من اجل عيد شكر لك لم أكن أخطط لأي شيء |
| Biz neden bir hindi almadık, gerçek bir Şükran Gününde ki gibi? | Open Subtitles | لماذا لايمكن أن يكون لدينا ديك رومي عيد شكر حقيقي ؟ |
| Bu Şükran Gününde elbisesine domuz eti zımbalayanla aynı büyükanne Josie mi? | Open Subtitles | جدتك جوزي ؟ جدتك جوزي الذي قامت بربط لحم الخنزير على ملابسها بعيد الشكر |
| Şükran Gününde eve dönmeni sağlamamı istiyor. | Open Subtitles | يريدني أن اؤكد له بأنك ستعود إلى الوطن مع حلول عيد الشُكر |
| Bay Ehlert, Şükran Gününde çalışmak istiyordu çünkü tatili tek başına geçirmek istemiyordu. | Open Subtitles | سيد الهرت اراد أن نعمل في يوم العيد لانه لايريد قضاء الاعياد وحيداً إجلسي معي ،فرانسيس |