| Işık duyarlılığı karşısında dönüşmediğine de şükret. | Open Subtitles | كوني شاكرة في انك لم تتحولي وعندك حساسية تجاه الضوء مثلهم |
| şükret ki tek annen ben değildim. | Open Subtitles | حسناً من حسن حظك أنني لم أكن أمك الوحيدة |
| -Otur aşağı, genç bayan ve verilenler için şükret. | Open Subtitles | اجلسِ أيتها الشابة وكوني ممتنة لما تُمنحين |
| Yüce İsa'ya şükret... - Babamız, kralımız... - Yalvarıyorum. | Open Subtitles | الثناء للرب إلهنا المسيح، أبانا، ملكنا، أناشدك |
| Bana gel. Bana gel. şükret ona. | Open Subtitles | تعال إلي، تعال إلي سبحوا له |
| Şimdi sana bir şey diyeceğim. şükret ki iyi bir Hıristiyanım. | Open Subtitles | عني أخبرك أمراً عليك أن تكون شاكراً أنني مسيحية جيدة |
| şükret ki öyleyim, bu sayede istediğin büyük düğünü yapıyorsun. | Open Subtitles | كن ممتنا أني كذلك، لأنه هذا هو سبب حصولك على زواجك الكيير |
| Sadece kartınla ilgilendiği için şükret. Şimdi iyi misin? | Open Subtitles | كن ممتناً أنها إهتمّت فقط ببطاقة خروجك، أأنت علي ما يرام ؟ |
| Ağzındaki kürdanı çıkarttığıma şükret. | Open Subtitles | كوني شاكرة أنني أخرجت عود تنظيف الأسنان من فمه |
| "Seni alan olduğu için şükret, hayatım. Dışarısı çok soğuktur." | Open Subtitles | لابد ان تكونى شاكرة يا عزيزتى ان هناك من اعتنى بك ان الدنيا فى الخارج متوحشة |
| Burnuna makine dairesi yumruğu yemediğine şükret. | Open Subtitles | إنه لمن حسن حظك أنك لم تتلقى هذه الضربة على أنفك |
| Dün gece çektiğin numaradan sonra hala o unvana sahip olduğuna da şükret. | Open Subtitles | و من حسن حظك أنك ما زلت محتفظاً بهذا اللقب. بعد ما فعلته ليلة أمس؟ |
| Geleceğin için şükret Hayat sana iyi davranmadığında | Open Subtitles | كوني ممتنة أن عمك المستقبلي يستطيع تحمل نفقات |
| Eski sevgilinle bebek yapmadığına şükret. | Open Subtitles | كوني ممتنة أنك لن تنجبين طفلاً . من صديقك الحميم السابق |
| Tanrı'ya şükret. | Open Subtitles | الثناء على الرب. |
| şükret ona. şükret ona. | Open Subtitles | سبحوا له سبحوا له |
| 2 milyar olmadığına şükret sen. | Open Subtitles | يجب أن تكون شاكراً أنه لم يكن إثنين مليون. |
| Öyleyse "tek ipucumuz Latin çetelerince delik deşik edildi" yüzünü takınmadığına şükret. | Open Subtitles | كن ممتنا أن تعابيرك وجهك لن تكون "شاهدنا الوحيد قتل على يد عصابة لاتينية". |
| şükret! Özellikle çocuğum, seni büyütenlere! | Open Subtitles | بالأخص يا ولدي , كن ممتناً للذين قاموا بتربيتك |
| Yaşıyor olmamıza şükret. | Open Subtitles | لذا ,كوني سعيدة اننا لانزال على قيد الحياة |
| Hiçbir şey açıklamak zorunda değilim. Hayatta olduğun için şükret. | Open Subtitles | ليس علي أن أشرح أى شيء لك فقط كن سعيدا أنك لاتزال على قيد الحياة |
| O zaman güzel bir kadına bakmış olduğuna şükret ve çeneni kapa. | Open Subtitles | إذن كن شاكرا لأنك تنظر لامرأة جميلة واغلق فمك تماما |
| Bu gece duanı ederken Allaha şükret ve büyükbabana çünkü bunu sana veren o sayılır. | Open Subtitles | ،عندما تصلي الليلة ،يمكنك ان تشكر الرب ثم جدك لأنه هو الذي منحك إياه بطريقته |
| Kendini eski Mısır"da bulmadığına şükret. | Open Subtitles | انت محظوظ لانك لن تنتهى لتجد نفسك في مصر القديمة |
| Hâline şükret işte! Geberip gittiyse herkese bir hayrı dokunur. | Open Subtitles | اسمع، احمد الرب هذا جزائه السليم لو كان ميت |
| Sen şu muhtaç, zavallı, kuruntulu insanlardan biri olmadığına şükret. | Open Subtitles | فقط كوني ممتنةً انكِ لستِ واحدةً من هؤلاء المحتاجين الواهمين المثيرين للشفقة |