| Büyük bir başarı yakaladığıma göre, kendimi şımartmak istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، بما أني ناجحة جداً فأنا أريد تدليل نفسي |
| Ve soylu bir misafiri şımartmak için istekli oluşumuz ve iyi niyetimiz? | Open Subtitles | ونيتنا الحسنة وحرصنا على تدليل الضيوف الملكيين؟ |
| Evlat, seni bu kadar şımartmak yeter. | Open Subtitles | يا بني ، أنا أدللك كثيراً |
| Ben de seni şımartmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أدللك أيضا |
| Dinle beni, Ben-to box, bu olayın amacı kendini şımartmak. | Open Subtitles | إستمع إلي , يا بين المقصد من كل هذا هو أن تدلل نفسك |
| Benim için zevktir. Bir hanımı şımartmak beni çok mutlu eder. | Open Subtitles | من دواعي سروري، لاشيء يجعلني أسعد من فرصة كي أقوم بتدليل سيدة |
| Dans etmek istemiştim ve dişlerimi şımartmak istemiştim. | Open Subtitles | لذا أردت تقوية إيقاعات كعب حذائي وألاطف أسناني بالحلويات |
| Tüm kazandıklarını bu adamları şımartmak için harcarlar. | Open Subtitles | كل ما يكسبنه يضيع في تدليل هؤلاء الشبان |
| Hâlâ buradayken karımı şımartmak görevim değil mi? | Open Subtitles | أليس من واجبي تدليل زوجتي بينما أنا هنا |
| Amacımız bedeni şımartmak değil, ruhu güçlendirmek. | Open Subtitles | -هدفنا ليس تدليل الجسد ولكن تعزيز الروح |
| Seni şımartmak istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن أدللك |
| Ben Paige gösteriyorum kendini şımartmak için nasıl. | Open Subtitles | أنا أبين لـ ( بايدج) كيف تدلل نفسها |
| Benim için zevktir. Bir hanımı şımartmak beni çok mutlu eder. | Open Subtitles | من دواعي سروري، لاشيء يجعلني أسعد من فرصة كي أقوم بتدليل سيدة |
| Bu yüzden dans edip, ağzımı tatlandırıp kendimi şımartmak istedim. | Open Subtitles | لذا أردت تقوية إيقاعات كعب حذائي وألاطف أسناني بالحلويات |