| Senin bunu yapabiliyor olmana neden şaşırmadım? | Open Subtitles | لماذا أنا لست متفاجئة لكونكِ تعلمين كيف تفعلين هذا؟ |
| Mezarlıktan yeni haberler aldık, bu yüzden hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | أجل، وردنا الخبر للتو من المقبرة، لذا، لستُ متفاجئاً إطلاقاً. |
| - Yüzbaşı Burns memnun değil. - şaşırmadım. | Open Subtitles | ـ الرائد بيرنز غير راض بالمرة ـ هذا لا يفاجئني |
| Hiç şaşırmadım, adresi o kadar okunaksız yazmış ki! | Open Subtitles | لا عجب في ذلك طالما انها تكتب العنوان بخط رديئ حقا. |
| Ve şimdi de çok iğrenç bir adam olduğunu öğrendim. Buna hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | الآن إننى أسمع أنه عجوز قذر أيضاً و لست مندهشة لذلك |
| şaşırmadım. Tüm işaretleri yanlış okuduk. | Open Subtitles | لن أتفاجأ فلقد فهمنا كل العلامات بشكل خاطيء |
| şaşırmadım, içini o kadar boşalttıktan sonra. | Open Subtitles | أنا لست مندهشا بعد كل تلك الفطيرة المتواضعة. |
| Turnuvaya katılmana hiç şaşırmadım Brendan. | Open Subtitles | لست مندهشاً من مشاركتك في البطولة يا بريندن. |
| Mahkeme binasının yollarını bilmene neden hiç şaşırmadım? | Open Subtitles | لماذا لست متفاجئة بأنك تعرف طريقك جيداً في هذه المحاكم |
| Sahadaki o gösteriden sonra, hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | بعد ذلك الأداء في المضمار اليوم لست متفاجئة |
| Hiç şaşırmadım. Siz ikiniz her zaman yakındınız. Bu Piper. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئة أنتم كنتم دائماً مقربين من بعضكم أوه،إنها بايبر |
| Kirasını karşılamak için bu kadar ev arkadaşın olmasına şaşırmadım. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئاً أنك بحاجة كل هؤلاء الناس ليساعدونك بدفع الأجار |
| Tekrar benimle olmak istediğine şaşırmadım. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئاً أنكِ تريدين مني العودة مرة أخرى لحياتك |
| Ateş edildiğini kimsenin duymamasına hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | حقاً لا يفاجئني أن لم يسمع أحد صوت الطلقة |
| -Hiç şaşırmadım. Bizi burnun etrafına attılar. | Open Subtitles | لا يفاجئني الأمر فقد أنزلونا في أنحاء شبه الجزيرة |
| Onlarla konuşmamamız gerektiğine şaşırmadım. Bunlar kafayı yemiş. | Open Subtitles | لا عجب أنه لا يفترض أن نتكلم معهم إنهم مجانين |
| Karısını aldatıyor ve ben buna şaşırmadım. | Open Subtitles | إنه يخون زوجته. و أن لست مندهشة. و أنا لست مندهشة على الإطلاق. |
| Gerçek şu ki beni bu şekilde düşünmesine şaşırmadım. | Open Subtitles | الحقيقة أني لم أتفاجأ من ظنّه بي بهذه الطريقة. |
| Şartlı tahliye anlaşmanı bozmana şaşırmadım ama bunu yarın ya da önümüzdeki hafta yapamaz mıydın? | Open Subtitles | انا لست مندهشا لخرقك قوانين المراقبة ولكن, أماكنت تستطيع ان تفعلها بالأمس او الأسبوع القادم؟ |
| Pek şaşırmadım. Gerçekten bu tür şeyler için büyük potansiyelin var. | Open Subtitles | أنا لستُ مندهشاً لإظهار مهاراتكلهذهالعربة. |
| Sende bıraktığım izlenimi düşününce, hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | باعتبار الإنطباع الذي أعطيتك إياه إني لست متفاجأة |
| Buna şaşırmadım, çünkü burada olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | حسنا ، هذا ليست مفاجأة 'السبب انه لا يعرف أنني هنا |
| Dufton'dan mümkün olduğu kadar çabuk ayrılmayı istemenize şaşırmadım. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئا بكونك تريد أن تغادر دوفتون بأسرع وقت ممكن |
| Bu şehrin yerlisi, hastalık taşıyor olmasına hiç şaşırmadım. | Open Subtitles | ما دامت من أهل هذه المدينة فلا يدهشني أنها تحمل مرضاً. |
| Doğrusu beni hatırlamamana şaşırmadım. | Open Subtitles | لكي أكون صادقاً، فأنا لست متفاجئ أنك لا تذكّرني |
| Şimdi, çok da fazla şaşırmadım. Bu, tiyatro ile uğraşan biri olarak tüm hayatım boyunca sürekli karşılaştığım bir tavır. | TED | الآن، لم أندهش حقيقةً، لأن هذا تصرف أراه باستمرار في حياتي كلها بصفتي مخرجة بالمسرح. |
| şaşırmadım. Yetişkinler sihre inanamaz. | Open Subtitles | هذه ليس مفاجئاً أغلب البالغون لا يؤمنون بالسحر |