| Ben de az önce buradaki babamıza çit parçasının, Şahdamarını kısmen parçaladığını söylüyordum. | Open Subtitles | أنا لتوي كُنت أخبر الوالد المُستقبلي هنا أن السياج قام بتمزيق شريانه السباتي |
| Eğer Şahdamarını delip geçersem, buradaki sıcaklığı dikkate almak gerekir çünkü sanırım biri termostata ateş etti ve bu da kay kaybını arttırır. | Open Subtitles | إذا ثقبت الشريان السباتي أخذه فى الإعتبار درجةِ الحرارة لأن شخص ما ضَربَ منظمَ الحرارة فقدان الدمّ سَيَكُونُ صعب |
| Yaralama, Şahdamarını ve atardamarını koparmış. Çabucak ölmeliydi. | Open Subtitles | الجرح قطع كلّ من الحبل الوريدي والشريان السباتي ، قد مات بسرعة |
| Çünkü ben Şahdamarını kullanmayı tercih etmiştim. | Open Subtitles | لأنني اخترت استعمال الوداجي. |
| Bu yüzden Şahdamarını seçmiştim. | Open Subtitles | لهذا قمت باختيار الوداجي. |
| Daha biriniz tetiği çekemeden rahatlıkla Şahdamarını kesebilirim. Alice, Alice. | Open Subtitles | أستطيع شق وريده أسرع من أي طلقة كهربائية يطلقها أحدكم |
| Boyundaki öldürücü yara Şahdamarını tamamen ayırmış sığ bir kesik. | Open Subtitles | الجرح مميتا ل الرقبة هو تهتك الضحلة أن تشريح تماما حبل الوريد. |
| Şahdamarını ya da kalbini. Hayır. Bence doğru işittin. | Open Subtitles | اوالشريان السباتي أو القلب ، كلا ، أعتقد أن ما سمعتيه صحيح |
| Sonra da ona Şahdamarını bağışla da sen ölene kadar beslensin. | Open Subtitles | ثم تبرّع لها بشريانكَ السباتي و دعها تتغذى -حتى توافيك المنيّة |
| Şahdamarını bir kişinin kontrol ederse felç geçirme olasılığı azalır. | Open Subtitles | وجود شخص واحد يتحكم بالشريان السباتي يخفض فرص إختناقه. |
| İki milimetre sağa gitse kurşun Şahdamarını koparabilirmiş. | Open Subtitles | محظوظ للغاية لو أصيب بإتجاه مليمترين لليمين لكانت الرصاصة مزقت شريانه السباتي |
| Şahdamarını ve çenesini delmeye yetecek kadar momentum kazanmış olmalı. | Open Subtitles | لقد جمعت ما يكفي من قوة الإندفاع لثقب شريانه السباتي والرقاقة ثقبت الفك السفلي |
| Şahdamarını kesmemeye dikkat et. | Open Subtitles | ولكن خاذر الا تشق الشريان السباتي |
| - Sanırım Şahdamarını kestin. | Open Subtitles | أظن انك جرحت وريده |
| Doğruca gidip, Şahdamarını parçalamış. | Open Subtitles | اخترقتها و مزقت حبل الوريد |