| Şanslıymışız. Farhampton içki dükkânı epey lüksmüş. | Open Subtitles | لقد حالفنا الحظ اتضح أن متجر خمور فارهامبتون راقي |
| Randy ve ben çabalıyorduk ve Şanslıymışız ki o programı bulduk. | Open Subtitles | أنا و (راندي) كُنا نُعاني حتى حالفنا الحظ ووجدنا ذلك البرنامج |
| Bay Hodges. Hasarlı tüpü onardık. Şanslıymışız. | Open Subtitles | سيد (هودجيز)، لقد عزل القنينة المتضررة فقد حالفنا الحظ |
| Galada onlara birkaç şey gösterebildik Şanslıymışız. | Open Subtitles | لقد كنا محظوظين عندما استطعنا نقل بعض النسخ وعرضناهم في العرض الأولي |
| Bir şey daha, Binbaşı. Şanslıymışız. | Open Subtitles | نقطة أخرى سيادة الرائد لقد كنا محظوظين |
| Evet, Şanslıymışız. | Open Subtitles | نعم، لقد كنا محظوظين للغاية |
| Şanslıymışız. | Open Subtitles | لقد حالفنا الحظ |
| Tom, sen vurulduğunda o kadar Şanslıymışız ki. | Open Subtitles | توم)، لقد حالفنا الحظ عند تعرضتَ للإغتيال) |
| Bizler şimdiye kadar Şanslıymışız. | Open Subtitles | لقد كنا محظوظين حتى الأن. |
| Bizler şimdiye kadar Şanslıymışız. | Open Subtitles | لقد كنا محظوظين حتى الأن. |