| Adalet kırmızı şeridi ya da apoletleri görmez, ama bazen öldürülen bir kadının çığlığını duyabilir. | Open Subtitles | اٍن العدالة لا ترى الشريط الأحمر أو الجديلة الذهبية و لكن العدالة يمكنها أحيانا أن تسمع صرخة امرأة تقتل |
| Muhtemelen şapkamdaki kırmızı şeridi anımsayan genç bir adam bulunduğum tanka doğru koştu. | Open Subtitles | وقابلنى شاب اعتقد أنه تذكر الشريط الأحمر على قبعتى لقد جرى هذا الشاب صوب الدبابة التى استقلها |
| Manyetik şeridi silmek için de bir disk sürücüsü kullandım. | Open Subtitles | واستخدم الكمبيوتر لمحو الشريط المغناطيسى |
| Hatıra olarak, ölü Kung Fu ustasının giysisinden bir şeridi başıma geçirdim. | Open Subtitles | كتذكـــار، أنا وضعت على شريط من القماش مِنْ موت معلم الكونغ فو |
| Sadece hayatım bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Sen hangi kahrolası şeye ateş ediyordun? | Open Subtitles | فقط شريط حياتي يمر أمام عيني ما الذي كنت تطلق عليه؟ |
| Tamam herkes bana bakıyor. Herkesin şeridi elinde mi peki? | Open Subtitles | حسناً ، فلتنظروا لي جميعاً وهل كلٍ منكم معه قطعة شريط لصق؟ |
| Üniformanızdaki mavi beyaz şeridi tanımlayabilir misiniz? | Open Subtitles | هل بالإمكان أن توضح ذلك الشريط الأزرق والأبيض على زيك الرسمي؟ |
| Dominica'nın kıyı şeridi deniz yatağına doğru dik bir şekilde 1.000 metreden fazla derine iner. | Open Subtitles | الشريط الساحلي للدومنيكا يَهْبطُ بشكل حادّ أسفل إلى قاعِ البحر , أكثر مِنْ 1,000 متر تحت. |
| Bir kesik var burada. Boyutu elektronik güvenlik şeridi kadar. | Open Subtitles | انها تقريباً حجم الشريط الأمن الالكتروني |
| Polisler arkadaki şeridi okuyamaz mı? | Open Subtitles | ألا تستطيع الشرطة اختراق الشريط على الخلف؟ |
| Ben şu şeridi çekeyim ve geri kalan kanıtları şu gürültülü topluluktan koruyayım. | Open Subtitles | سأضبط الشريط لكي لا يفسد الحشد مسرح الجريمه |
| şeridi elinize alınca, biraz bastırarak fazla yapıştırıcıyı alın ki etrafa saçılmasın. | Open Subtitles | عندما تضع الشريط اضغطه بأصابعك وامسح الصمغ الزائد حتى لا يتساقط في كل ارجاء المكان |
| Kusura bakma ama o zamanlar şeridi henüz çekmemişlerdi. | Open Subtitles | حسنٌ، معذرة ولكنهم لم يقوموا بوضع الشريط بعد |
| Muhtemelen manyetik şeridi çalıntı bir karta aittir. | Open Subtitles | ربما بَرْمج الشريط المغناطيسي لبطاقة إئتمان مسروقة |
| Ölmeden önce, öte âlemin kapısının bir sinema şeridi gibi insana göründüğü doğru mu acaba? | Open Subtitles | هل صحيح أنه قبل الموت فى لحظة ما ترى حياتك تمر أمامك بالكامل وكانه شريط فيديو؟ |
| Kurtarma ekipleri geldiğinde dikenli yol şeridi yokmuş. | Open Subtitles | لقد اختفى شريط المسامير حينما تم رفع الطواريء |
| Isındıkları zaman Fernandina sahil şeridi canlanıyor. | Open Subtitles | عندما يتدفّؤوا شريط ساحل فرناندينا يصبح حيّا |
| ...ve bu defalarca bir film şeridi olarak başa sarıp durur. | Open Subtitles | ذلك الاثر يعاد مرارا وتكرارا مثل شريط الفيديو |
| Bu yüzden ister eski bir Model t ister daktilo şeridi isterse iş bulmak için Şikago'ya gitmek olsun bunun bizi yenmesine izin veremeyiz tatlım. | Open Subtitles | و بالتالي سواء تكون سيارة قديمة موديل تي أو شريط آلة كاتبة أو الذهاب إلى شيكاغو لإيجاد عمل |
| Polis şeridi ve tebeşirli ceset çizimi olan. | Open Subtitles | تلك التي عليها شريط الشرطة و مخطط الطباشير |
| On dokuz yaşıma girdiğimde, kariyerime ilk kadın foto muhabiri olarak Gazze şeridi'nde Filistin'de başladım. | TED | عندما بلغت التاسعة عشر، بدأت حياتي المهنية كأول أنثي تعمل كمصورة صحفية في قطاع غزة في فلسطين. |