| Şey, romatik komedilerden bir şey öğrendiysem, bu da yüzünde bir patlama misali, büyük, pervasız bir jest yapmalısın. | Open Subtitles | لو تعلمت شيئاً من الافلام الرومنسية عليك أن تقوم بعمل متهور كبير شيء ما كأن تفجر وجهك مثلا |
| Eğer tek bir şey öğrendiysem Gibbs, o da bazen insanlar doğru sebeplerle yanlış şeyler yaparlar. | Open Subtitles | إذا كنت قد تعلمت شيئاً واحداً ، غبز هو انه في بعض الحيان قد نفعل الشئ الخاطئ للأسباب الصحيحة |
| Eğer Carolyn'in ölümünden bir şey öğrendiysem o da hayatın kısa olduğudur. | Open Subtitles | ان كان هناك شيء تعلمته من وفاة كارولين هو أن الحياة قصيرة |
| Bay Başkan, bugün bir şey öğrendiysem o da, bazen hiçbir şeyi siklememek gerektiğidir! | Open Subtitles | سيدي الرئيس, لو كان هنالك شيء تعلمته اليوم فإنه وفي بعض الأحيان عليك ألا تعطي شيئاً أكبرَ من حجمه! |
| 19 yıllık hayatımdan bir şey öğrendiysem insanın planları ne kadar derin olursa karşısına öngörülmemiş kösteklerin çıkışı da o kadar kolay olur. | Open Subtitles | لقد تعلّمتُ شيئًا واحدًا في حياتي القصيرة، بأن كُلما كان عدد الخُطط كبيرًا، كُلما زادت الفُرصة لإخفاق تلك الخُطط. |
| Ama yıllardır bu işten bir şey öğrendiysem o da saçmalığın ne kadar uzun sürerse sürsün saçmalık olarak kalacağı. | Open Subtitles | و لكن لو تعلمت شيء واحداً من سنواتي التي مضت و أنا أقوم بهذه التحقيقات فهو أن الترهات ستبقى مجرد ترهات مهما مضى عليها من الوقت. |
| Bruce Lee'den de bir şey öğrendiysem o da her şeyi unutmam gerektiğiydi. | Open Subtitles | ولو أن (بروس لي) علمني شيئًا فهو حتميّة نسياني لكل ما تعلمته. |
| Yine de bunu senin için yapmadım. Seninle oğlumu izlerken, bir şey öğrendiysem o da küçük yalanların, bir aileye geceyi huzur içinde geçirttiğidir. | Open Subtitles | لكنني لم أفعلها من أجلك, لو كنتُ قد تعلمتُ شيئاً من مشاهدتك أنت وإبني |
| Sam, eğer şu geçen yılda bir şey öğrendiysem o da mutluluğun bir anda ellerinden kayıp gidebildiğidir. | Open Subtitles | لو انني تعلمت شيئاً خلال العام المنصرم ان السعادة يمكن أن تُسرق من أمامك في لحظات |
| Ama Pineview'da bir şey öğrendiysem o da yüklerini hafifletmeleri için diğer insanlara yardım fırsatı tanımandır. | Open Subtitles | لكن إن تعلمت شيئاً وحيداً في (بينيفيو) ففي بعض الأحيان عليك أن تسمحي للآخرين أن يساعدوك من أجل تخفيف أعبائك |
| Ari'nin deli götünden bir şey öğrendiysem o da eğer onun kötü bir şey yapmasını istemiyorsan kötü şeyi önce sen yapsan iyi olur. | Open Subtitles | أتعلمين، إن كان هناك شيء تعلمته عن (آري) المجنون... فهو إن لم ترده أن يقوم بأمر فظيع، فحريّ بك القيام بأمر فظيع أولا. |
| Hayatta bir şey öğrendiysem o da hayallerimden daha yanıcı bir şey olmadığı. | Open Subtitles | إن كنتُ تعلّمتُ شيئًا بالحياة، ألّا شيئًا أكثر قابل للإشتعالة من احلامي |
| Bruce Lee'den de bir şey öğrendiysem o da her şeyi unutmam gerektiğiydi. | Open Subtitles | ولو أن (بروس لي) علمني شيئًا فهو حتميّة نسياني لكل ما تعلمته. |
| Eğer bir şey öğrendiysem hayatta bir yere gelmek istiyorsan, kendini dinlemeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | إن كنتُ قد تعلمتُ شيئاً واحد.. أنه وقبل أن تذهب إلى أي مكانٍ في الحياة.. فإنَّ عليكَ التوقف عن سماعِ نفسك. |