| Bu dünyada sevdiğim tek şey sensin, Marnie. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد في هذا العالم الذي أحببته |
| Bana hayatı çekilir kıldıran tek şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد الذي يجعل الحياة مستساغة. |
| Emily, işi dışında değer verdiği tek şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد الذي يهتم به خارج عمله. |
| Geri döndüğümden beri başıma gelen en iyi şey sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشيء الرائع والوحيد الذي حدث لي منذ عودتي |
| Hayatımdaki iyi ve sabit tek şey sensin ve seni de kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنت الشئ الثابت الوحيد في حياتي ولا أريد فقدامك أيضاً |
| Ashley, bana mantıklı gelen tek şey sensin. | Open Subtitles | اشلي، انتِ الشئ الوحيد الذي يبدو منطقيًا لى |
| Benim korunmaya ihtiyacım olan tek şey sensin. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي أحتاج حماية منه هو أنتِ |
| Bu aileyi bir arada tutan tek şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد الذي يبقي هذه العائلة متماسكة |
| Zamansız bir ölümle aralarında duran tek şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد الذي يقف بينهم وبين الموت. |
| Küçük fare. Beni aklı başında tutan tek şey sensin. | Open Subtitles | أيها الفأر الصغير، أنت الشيء الوحيد الذي يبقيني عاقلاً |
| Madem sordun sen bodrumda kafasına çuval geçirilmiş şey sensin. | Open Subtitles | ماذا عني؟ حسنا كول بما أنك سألت أنت الشيء في القبو |
| Kafasının kesilmesi ile arasında duran tek şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد الذي يقف بينه و بين فاسٍ فوق رأسه |
| Kafasının kesilmesi ile arasında duran tek şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشيء الوحيد الذي يحول بينه وبين فأس على رأسه |
| Sahip olduğum tek saf şey sensin ama senin de hayatım boyunca beni takip etmiş ve bu aileye bulaşmış olan karanlık tarafa sürüklenebileceğini biliyorum. | Open Subtitles | أنت الشيء الأنقى الذي حزت به، ولكن اعلم أنك مُعرّض لهذا البلاء والذي تبعني طيله حياتي، |
| O adam yüzünden seni kaybettimse de Hayatımın en kötü anından kalan tek iyi şey sensin. | Open Subtitles | .إذافقدتكبسببهذا الرجل. أنت الشيء الوحيد الرائع الذى ظهر فى أحلك فترات حياتي. |
| Bana mantıklı gelen tek şey sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشيء الوحيد الذي له معنى بالنسبة إليّ |
| Bu dünyada ihtiyacım olan tek şey sensin. | Open Subtitles | أنتِ الشيء الوحيد الذي أريده بهذا العالم، |
| Ve açıkçası şu an kendimde olmamı sağlayan tek şey sensin. | Open Subtitles | وصراحةً، أنتِ الشيء الوحيد الذي يجعلني متماسكًا الآن |
| Bana aynı gelen tek şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشئ الوحيد الذي لم يتغيّر. |
| Bana mantıklı gelen tek şey sensin. | Open Subtitles | انتِ الشئ الوحيد الذى يبدو منطقيا لى |
| Bu kolyeden daha güzel olan tek şey sensin. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الأكثر جمالاً من هذه القلادة هو أنتِ |
| Her sabah kalktığımda düşündüğüm tek şey sensin. | Open Subtitles | كل صباح عندما أستيقظ, اول شخص أُفكر بهِ هو انتِ. |
| Geri döndüğümden beri başıma gelen en iyi şey sensin. | Open Subtitles | أنت الشىء الجيد الوحيد الذى حدث إلىّ منذ عدت |
| Endişelendiğim tek şey sensin. İşte şimdi anladın mı? | Open Subtitles | أنت الشيئ الوحيد الذي أقلق بشأنه |
| Hayatıma anlam kazandıran tek şey sensin. | Open Subtitles | انت الشى الوحيد فى حياتى الذى له معنى |