| Birlikte çok şey yaşadık. Artık veda etme vakti geldi. | Open Subtitles | لقد مررنا بالكثير من الأمور معاً وقد حان الوقت لأقول: |
| Açıkçası o kadar çok şey yaşadık ki artık neye inanacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | صراحة، مع كل شي مررنا به، لا أعرف ماذا أصدق بعد الآن. |
| Birlikte çok şey yaşadık. | Open Subtitles | منذ كنتي في العاشرة من عمرك و مررنا بكل شيء معاً |
| Pekçok şey yaşadık beraberce ve bu yüzden istedim ki bizzat bulunayım ve emin olayım baştan aşağı arandığından. | Open Subtitles | لقد مررنا بالكثير.. وأردت الحضور إلى هنا، والتأكد من.. |
| Tıpkı söylediğin gibi, baba, çok şey yaşadık. | Open Subtitles | حسناً .. مثلما قلت يا أبى لقد مررنا كلنا بالكثير |
| Evet, sen ve ben yıllar boyu çok şey yaşadık. | Open Subtitles | أجل، أنا وأنت مررنا بالكثير خلال السنوات |
| Birlikte çok şey yaşadık, çok sabırlıydı. | Open Subtitles | لقد مررنا بكل هذا مع بعض ولقد كان صبورا جدا |
| Son zamanlarda çok şey yaşadık, ve şükretmemiz gereken çok şey oldu. | Open Subtitles | ، لقد مررنا بالكثير مؤخراً ولدينا الكثير لنشكر الرّب عليه |
| Biz seninle o kadar çok şey yaşadık ki ama sen şimdi hayvanat bahçesinde yaşamak istiyorsun. | Open Subtitles | بعد كل ما مررنا به معا تريد أن تحيا في حديقة حيوانات ؟ |
| O zamandan beri bir sürü şey yaşadık, her şeyi konuştuk, özürler diledik. | Open Subtitles | ،لقد مررنا بالكثير منذ ذلك الأمر وتحدثنا عن كل شيء |
| Sonuçta onca şey yaşadık, benim peşimden koşması için başkasına mı itibar edeceksin? | Open Subtitles | بعد كل ما مررنا به سوية هل كنت حقا ستمنحين الفضل لشخص اخر على اعمالى |
| Bak, çok fazla şey yaşadık. Bence biraz ağırdan almalıyız bir süreliğine. | Open Subtitles | لقد مررنا بالكثير و أعتقد أن علينا التريت |
| Çok şey yaşadık ve minik, yumuşak bir dostun varlığı acımızı hafifletebilir diyorum. | Open Subtitles | تعرف,لقد مررنا بالكثير و ربما وجود صديق صغير محب للعناق سيساعدنا في تخفيف الألم |
| Son 24 saat içinde çok fazla şey yaşadık. | Open Subtitles | لقد مررنا بالكثير خلال الـ 24 ساعة الماضية. |
| Çok şey yaşadık. Devam etmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد مررنا بالكثير ونُحاول ان نمضي قُدماً |
| Şu son birkaç günde seninle çok şey yaşadık. | Open Subtitles | لقد مررنا بالكثير في الأيام الماضية أنا و أنت |
| Ve bu sizin yüzünüzden, çocuklar. Tanrım, birlikte pek çok şey yaşadık. | Open Subtitles | وهذا كلّه بسببكم، يا إلهي، لقد مررنا بالكثير معاً. |
| Seninle çok şey yaşadık ve birbirimize karşı dürüst olmalıyız. | Open Subtitles | أتعلم لأننا مررنا بالكثير معاً مؤخراً و أعتقد أننا ندين لبعضنا أن نكون صادقين |
| Partnerim ve ben vurulma olayından sonra çok şey yaşadık. | Open Subtitles | أنا وشريكي مررنا بشيء خلال حادثة إطلاق النار |
| "Birlikte çok şey yaşadık" demem gereken yere geldik sanırım. | Open Subtitles | اذاً , ألأن نأتي الى الجزء عندما تقول رجاءاً لقد مررنا بالكثير معاً |