"şeyi kanıtlamaz" - Translation from Turkish to Arabic

• يثبت شيئاً
• يثبت شيء
• تثبت شيئاً
• يثبت شيئا
• يثبتُ شيئاً
• يثبت أي
• يثبت شيئًا
• هذا لا يثبت
• تثبت شيئا

Cesur bir denizcinin ölümünden başka bir şeyi kanıtlamaz.
هذا لا يثبت شيئاً عدا أن جندى شجاع من البحارة قد مات

Psikoterapi deneyip yanılmaktır. Bu bir şeyi kanıtlamaz.
العلاج النفسي هو فقط التجربة والخطأ، هذا لا يثبت شيئاً

Dünya Bankasını protesto etmek hiçbir şeyi kanıtlamaz.
احتجاجك ضد صندوق النقد الدولي لا يثبت شيء

Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz.
هذا لا يثبت شيء

Birisini sebepsiz yere öldürmezsin. Bu saat hiçbir şeyi kanıtlamaz.
لا أحد يقتل شخصاً بلا مبرر الساعة لا تثبت شيئاً

Alman pasaportunun olması hiçbir şeyi kanıtlamaz.
حقيقة الحصول على جواز سفر الماني لا يثبت شيئا

Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz, eğer o dosyalara bakarlarsa kesinlikle bulacakları tek şey senin parayı zimmetine geçirdiğin olur.
هذا لا يثبتُ شيئاً , والأمر الوحيد وبالطبع سيعثرون لو ألقوا نظرة على هذه الملفات بأنكَ من إختلست المال.

Hayatım, bu bir şeyi kanıtlamaz.
. حبيبى ، كل هذا لا يثبت شيئاً

- İkincisi, bu roket hiç bir şeyi kanıtlamaz.
وثانياً هذا الصاروخ لا يثبت شيئاً

Fakat deliliklerinden illallah etmen bir şeyi kanıtlamaz.
كوني أصبت بالملل من جنونك لا يثبت شيئاً

- Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz. - Her şeyi kanıtlar.
هذا لا يثبت شيئاً - هذا يثبت كل شيء -

Çünkü bir yerlere kusmak hiçbir şeyi kanıtlamaz.
وجود قيء في مكان ما لا يثبت شيئاً.

Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz.
لقد ذهبنا إلى الشاطىء هذا لا يثبت شيئاً

Buraya gelişim bir şeyi kanıtlamaz.
ولكن المجئ هنا لا يثبت شيء.

Açım ve bu hiçbir şeyi kanıtlamaz!
أنا جائع، هذا لا يثبت شيء.

Joy, üzgünüm ama bir avuç MM hiçbir şeyi kanıtlamaz.
آسف يا "جوي"، لكن حبات "إم آند إمز" لا تثبت شيئاً.

Evet, fark ettik ama bu bir şeyi kanıtlamaz.
نعم لاحظنا ذلك ولكن هذا لا يثبت شيئا

Bu hiçbir şeyi kanıtlamaz.
هذا لا يثبتُ شيئاً

Diyelim ki bize yanlış bilgi verdi, bu hiç bir şeyi kanıtlamaz ki.
ربما اعطانا الاتجاةالخاطئ، لكن الذي لا يثبت أي شئ.

Bu, büyüyle ilüzyon gösterebildiğinden başka hiçbir şeyi kanıtlamaz.
هذا لا يثبت شيئًا سوى قدرتك على حواء الأوهام.

O otobüse hepimiz binmiş olabiliriz. Bu bir şeyi kanıtlamaz.
أياً منا كان بإمكانه ركوب الحافلة و هذا لا يثبت أي شئ

Belli ki yalan. Bu bir şeyi kanıtlamaz.
التلاعب واضح عليها، إنها لن تثبت شيئا