| Hakkında hep iyi şeyler söylerdi. | Open Subtitles | دائما كانت تقول أشياء جيدة عنه. |
| Öyle şeyler söylerdi ki, sanki... | Open Subtitles | كانت تقول أشياء وتفعل أشياء تجعلك |
| Apokaliptik savaşlar ve insan ırkının nasıl arındırılacağı gibi konuları karıştırıp gelecekle ilgili şeyler söylerdi. | Open Subtitles | وكان يقول أشياء عن المستقبل أشياء عن حروب رهيبة ستفني العالم وكيف أن الجنس البشري يحتاج إلى تطهير |
| Şöyle şeyler söylerdi -- HP: Zihnini boşalt. | TED | خاصة حين يقول أشياء مثل- هيتين باتيل: أفرغ عقلك. |
| Çok içer, karısına kötü şeyler söylerdi. | Open Subtitles | إنه يثمل يقول أشياء بذيئة لها |
| -Babam böyle şeyler söylerdi | Open Subtitles | لقد اعتاد أن يقول أشياء كهذه |