"şeylerin ters" - Translation from Turkish to Arabic

• خطب ما
• شئ خاطئ
• شيء خاطئ
• شىء خاطىء
• بأن شيئاً
• خطباً ما
• خطبُ ما

O kadar uzun süredir ortada yoktu ki bir şeylerin ters gittiğini hissetmişti.
والآن رحل لمدة طويلة، فشعرت بوجود خطب ما.

- Bir şeylerin ters gittiğini anlamış.
وقال أنّه أيقن أنّ هناك خطب ما. الرجل المسكين.

O zaman bile yüreğimde bir şeylerin ters gittiğini biliyordum ama seni dinlemedim.
حتى وانا اعلم من كل قلبي انه كان هناك شئ خاطئ لكنني لم استمع

Dedektif Miller, evrende bir şeylerin ters gittiğini düşündüğün oldu mu hiç?
هل أحسست أبداً إنه يوجد شئ خاطئ بالكون؟ -أجل، بالطبع

Bunların en önemlisi de bir şeylerin ters gittiğini anlayabilmektir. Sebebi bilmeseniz de.
وهي القدرة على أن تعرفا أنّ هناك شيء خاطئ مِن دون معرفتكما السبب.

Bir şeylerin ters gittiğini fark edene kadar çünkü kardan duvar doğruca bize geliyordu.
حتى أدركت أنه هناك شيء خاطئ لأن هذا الحائطِ مِنْ الثلجِ يتجه مباشرة نحونا

Evet. Ama cevap vermezsem, bir şeylerin ters gittiğini anlarlar, onun için çıkar beni.
نعم ، ولكن اذا لم ارد عليهم سيعرفون ان هناك شىء خاطىء لذا يجب ان تخرجنى من هنا

Ayrık Dünya'da bir şeylerin ters gittiği açık.
يبدو بأن شيئاً غامضاَ يحدث في العالم المنفصل

Bir şeylerin ters gittiğinden emin olana dek polisi aramak istemedim.
ولم أرد أن أتصل بالشرطة... حتى أتأكد أن هنالك خطباً ما

Oğlumda derinlerde bir yerde bir şeylerin ters olduğunu biliyordum.
..أتعرفين.. في أعماقي أظنني دوماً عرفتُ بأن هنالكَ خطبُ ما بإبني

Buluşmaya gitmezsem Keller bir şeylerin ters gittiğini anlar.
لنذهب و ننقذها إذا لم أظهر في الاجتماع، كيلر سيعلم أن هناك خطب ما

Monaco'ya romantik bir geziye çıkacağız ve bir şeylerin ters gittiğini anlayacak.
سوف نذهب في رحلة رومانسية إلي موناكو وحينها سيعرف أنه هناك خطب ما

Telefonda konuşuyorduk, sonra bir şeylerin ters gittiğini anladım.
لقد كنـــا نتحدث عبر الهاتف عندما أدركـــت بأن هنالك خطب ما.

Söylemeyecektim ama eve gittiğimde annem bir şeylerin ters gittiğini anladı.
لم أكن لأفعل ذلك, و لكن عندما ذهبت الى المنزل والدتي أدركت بأن هناك خطب ما

Sanki biri kalbimi sıkıyor gibiydi. Bir şeylerin ters gittiğini biliyordum.
وكأن قلبي يتم عصرّه، عرفت أن هناك خطب ما

Ve şimdi de bir şeylerin ters gideceğini biliyorum. Biliyorum.
وانا اعلم ان هناك شئ خاطئ الأن اعلم ذلك

Bir şeylerin ters gittiğini anlar.
قد يشعر بأن هناك شئ خاطئ

Ezra'dan, ondan yada herhangi birinden haber alamıyorum bir şeylerin ters gittiğini hissediyorum ve yardımına ihtiyacım var.
لم اتمكن من الاتصال به او بإزرا او اي احد، وانا اعلم انك هناك شيء خاطئ واحتاج مساعدتك

Bir şeylerin ters gittiğinden şüphelenmiştim.
كنت أعلم أن هناك شيء خاطئ

Zamanında hotelden ayrılmazsak bir şeylerin ters gittiğini anlayacak ve yetkilileri bilgilendirecek.
لذا فعندما نصل متأخرين فهى سوف تدرك أن هناك شىء خاطىء وسوف تبلغ السلطات