| İstiridye mevsiminde değiliz. Onları lavaboya boşalt. Bana şişeler lazım. | Open Subtitles | المحار لم يحن وقتة إلق بهم جميعاً , أريد الزجاجات |
| Boş şişeler kırılıyormuş. İki kere telefon ettiler. | Open Subtitles | لقد اتصلوا مرتين يقولون الزجاجات الفارغة استعادوها مكسورة |
| Nitro bu şişeler içine saklandı kuzeye ait gizlice gözetleyen devriyeleri alt etmek için. | Open Subtitles | النيترو تم وضعه داخل تلك الزجاجات على إنه خمر معبأ |
| SODIS'te, temiz plastik şişeler kirli su ile doldurulur ve 6-8 saat arası güneş ışığına maruz bırakılır. | TED | في سوديس، يتم ملء زجاجات المياه الشفافة بمياه ملوثة ثم يتم تعريضها لأشعة الشمس من ست إلى ثمان ساعات. |
| Şapkalar, ayakkabılar, şişeler kullanılmış giysiler alırım. | Open Subtitles | قبعات، أحذية، زجاجات أو ملابس قديمة تريدون بيعها |
| Diğer tüm olay yerlerinde şişeler belirli bir sıradaydı. | Open Subtitles | العبوات كانت موضوعة بترتيب معين |
| Bu şişeler de girintili ve parlaktır ve tam da kın kanatlıların içini gıcıklayacak kahverenginin tonundadır. | TED | ولكن هذه القناني لماعة و مبططة ولونها بني يحرك عواطف هذا النوع من الخنافس |
| şişeler havadan küçük torpidolar gibi düşmüş. | Open Subtitles | عندما تسقط الزجاجات من السماء بهذا الشكل تصبح أشبه بطوربيدات صغيرة |
| Boş şişeler komşunun çöpüne atıldı kırık resim çerçevesi yapıştırıldı koltuktaki lekeler çıkartıldı. | Open Subtitles | تخلّصت من الزجاجات الفارغة في صناديق الجيران قمت بلصق إطار الصورة المكسور ونظفت كل البقع من على الأريكة |
| Kimsenin uçuşan şişeler yüzünden yaralanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد احد ان يتأذى من قبل الزجاجات الطائرة |
| cam şişeler fırlatarak başladılar sonra ben anladım ki tam bir olay mıknatısı gibiyim sana şişe fırlatmaya mı başladılar? | Open Subtitles | بمجرد أن بدأوا في إلقاء الزجاجات بدأت أشعر أن المرور على المشاريع ليس جيداً هل ألقوا عليكِ زجاجات؟ |
| Bu küçük şişeler bebek çantası için iyi. | Open Subtitles | هذه الزجاجات الصغيرة مناسبة لحقيبة الحفاضات الديك حقيبة حفاضات؟ |
| Geri dönüşümü yapılmış şişeler aslında kirli plastiktir. | Open Subtitles | لأن الزجاجات المُعاد تصنيعها تضاهى البلاستيك القذر |
| - şişeler çok değerli görünüyorlar. Ve fiyatları.. | Open Subtitles | الزجاجات تبدو ثمينة جداً و الأسعار أيضاً |
| Şapkalar, ayakkabılar,şişeler,... ...kullanılmış giysiler alırım. | Open Subtitles | قبعات، أحذية، زجاجات أو ملابس قديمة تريدون بيعها |
| Hemen arkasında saygın müşterilere içki ikram etmek için içinde şişeler bulunan bir dolap. | Open Subtitles | في الخلف هناك خزانة فخمة تحتوي زجاجات لتقديم المشروب للمودعين الأغنياء |
| Yeniden kullanılabilen şişeler kağıt havlu yok, kağıt bardak yok. | Open Subtitles | زجاجات الماء القابلة لإعادة الاستخدام لا مزيد من المناشف الورقية ولا الأكواب الورقية |
| Küçük şişeler nasıl oldu da sokağa düştü? | Open Subtitles | كيف وصلت تلك العبوات الصغيرة للشوارع ؟ |
| Okul gününde, sabahın dördünde cam şişeleri amcamın kamyonetinin arkasına atardık, şişeler kırılırdı. | TED | أربعة في الصباح في يوم دراسي كنا نرمي القناني الزجاجية في الجزء الخلفي من سيارته، والزجاجات كانت تكسر |
| PET (Poli-Etilen Tereftalat) şişeler, (kapaksız olsalar) denizde batacak ve medeniyetten bu kadar uzaklaştırmayacaklar. | TED | القوارير المصنوعة من تيريفثاليت البولي إثيلين ستغرق في ماء البحر ولن تستطيع الوصول لهذا البعد عن الحضارة |
| Buradaki teneke ve şişeler 20 dolar değerinde. | Open Subtitles | يوجد ما يساوي قيمة 20 دولارات من العلب و الزجاجات هناك |
| Yani gördüğünüz mavi şişeler... O mavi şişeler hayat kurtarıyor, ayrıca o şişeler milyarlar değerinde, bazen yıllık olarak milyarlar ediyorlar. | TED | هذه القنينات الزرقاء قادرة على إنقاذ حياة الأشخاص, و تساوي مليارات الدولارات, في بعض الأحيان. |
| Ordu, birkaç yerli çocuğun kirlenmiş şişeler çıkartmasını ve hasta olmasını ister mi? | Open Subtitles | هل يريد الجيش صبياً هندياً ليحفر قارورة ملوثة ويمرض؟ |
| Matt, şişeler ateş etmez. | Open Subtitles | يا [مات]، القنّينات لا تردّ إطلاق النيران عليك |
| Fırlatılan şişeler... Yapılan banyolar... | Open Subtitles | حمام ينساب, وزجاجات غريبة, |