| Kolunu şişlik inene kadar sarıp asmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن تربط الذراع وتوضع برافعة إلى أن يخف الورم |
| Fakat şişlik inmeden değiştiremeyiz. | Open Subtitles | لكن نحن لا يمكن أن نبدّلهم أخاف أن يسقط الورم. |
| şişlik iner inmez iyileşmeye başlar. | Open Subtitles | قريباً عندما يخف التورم سيكون على ما يرام |
| Suratında, yumurta kadar bir şişlik var, ve uyandıramıyoruz. | Open Subtitles | لديه تورم في وجهه بحجم بيضة مسلوقة، ولن يفيق. |
| Sadece küme başağrısı olsaydı, göz çevresinde şişlik de olurdu. | Open Subtitles | لو كان صداع عنقودي فقط لكان لديه ورم حول عينيه |
| Dostum, o komik değildi. Hala başımın arkasında şişlik var. | Open Subtitles | صاح، لم يكن ذلك مضحكا مازال لدي كدمة خلف رأسي |
| Ancak bunu şişlik inmeden yapamayız. Bu da bir 12 saati bulur. | Open Subtitles | لكنّنا لا نستطيع القيام بها حتّ يختفي . التورّم ، و ذلك بعد 12 ساعة |
| Şakak lobunun dibinde şişlik oluşur ve arkadaki damara basınç yaparak felce sebep olur. | Open Subtitles | الورم في قاعدة شحمةِ الأذن الدنيويةِ، الذي يَضْغطُ المؤخّرةَ الشريان المخّي، |
| Ana şişlik burada, beyin zarının hemen üstünde. | Open Subtitles | هذا الورم الدموي الرئيسي فوق غشاء الجمجمة مباشرة. |
| şişlik ve ön lobdaki hasar yüzünden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | سببه الورم والضرر التي تسببه شحمة الأذن الأمامية |
| Kesinlikle olur ama çok sayıda şişlik iyiye alamet değil 7 tane bitkiden yapılmış bir yağ süreyim | Open Subtitles | لكن الكثير ليس جيدا ، سأدلك قدميك بزيت الأعشاب إنه يقلص التورم |
| Beyin dokusundaki şişlik birkaç gün içinde inerse iyileşme ihtimali olabilir. | Open Subtitles | عندما ينخفض التورم في المخ خلال الأيام المقبلة عندها التحسن سيكون مرجحاً |
| Beyindeki şişlik inene kadar ilaçla uyutuyorlar. | Open Subtitles | و في هذه اللحظة إنه غاطس في غيبوبة اصطناعية حتى يخف التورم |
| Küçük bir ödem var. Beyinde şişlik. Ayrıca yaralı bir bölge var. | Open Subtitles | هناك استسقاء بسيط، تورم بالمخ و بعض الندبات |
| Antibiyotikler işe yaradı. Dirsekteki şişlik iyileşiyor. | Open Subtitles | لقد قامت المضادات الحيوية بمفعولها، ولقد خفّ تورم ذراعه |
| Hayati organları stabil kan basıncı düşük ama büyük bir şişlik söz konusu. | Open Subtitles | أعضاؤه الحيوية مستقرة الآن و ضغطه الدموي منخفض لكن هناك تورم كبير |
| Haftalar, aylar, yıllar... bu dönüşen tek hücreden sonra, kendini doktorunla göğsündeki şişlik hakkında konuşurken bulabilirsin | TED | ربما لمدة اسابيع , أشهر , سنوات وبعد عمليات التحول تلك للخلايا قد تحتاج زيارة طبيب لأجل ورم في صدرك |
| Kafamda bir şişlik... muhtemelen bileğimde de bir kırık varmış. | Open Subtitles | يقول إن لدى كدمة فى رأسى وربما معصمى كسر |
| Son M.R.I. sonuçlarına göre iltihaplı bölge tamamen iyileşmiş yaralanmaya neden olan şişlik tamamen inmiş. | Open Subtitles | و صورته الأخيرة تأكد ذلك و التورّم قد قل و كذلك الكدمات |
| Epidural kanama yüzünden oluşan şişlik beyin sapına baskı yapıyormuş. | Open Subtitles | الإنتفاخ من النزيف الصدغي يضغط على قناة الدماغ |
| Eklemlerde şişlik, beyaz küre artışı, ateş. Konjonktivit. | Open Subtitles | مفاصل منتفخة خلايا دم بيضاء زائدة و حُمَّى |
| Ya da şişlik de denilebilir. Beyin sapında kanama da mevcuttu. | Open Subtitles | أو إنتفاخ كما أيضاً نزيف في قنوات الدماغ |
| Omuriliğin bütünlüğünde problem yok,şişlik yok ama yine de felç olmuşsunuz | Open Subtitles | و تستطيعي أن تري أنه لا وجود من لأي انتفاخ أو تورُّم و مع ذلك لا زلتِ مشلولة |
| çünkü yumru şişliğe dönüşebilir ve şişlik ise seni öldürebilir. | Open Subtitles | لأن عثرة يمكن أن تتحول إلى كتلة وكتلة يمكن ان يقتلك. |
| Sol bacağında ufak bir şişlik var. | Open Subtitles | نعم , يوجد تورّم خفيف في تلك الساق اليُسرى |
| Beni buraya getirdiklerinde başımda bir şişlik vardı. | Open Subtitles | كان هناك تورّماً عندما أحضروني |
| Sormamda sakınca yoksa, rahim ağzınızda şişlik yok değil mi? | Open Subtitles | أعني إذا كنتي لا تمانعين ليس لديك رحم منتفخ أليس كذلك ؟ |
| Polis geldiğinde onlara gerçek bir şişlik göstermeliyim. | Open Subtitles | عندما تأتى قوات الشرطة لابد أن أريهم نتوءً حقيقياً |