Şimdi, biliyorum ki, olduğumu düşündüğüm kişiyi bırakana dek tamamen yeni bir hayat yaratamacaktım. | TED | و أعرف الآن ، أنه فقط عندما تخليت عن الصورة التي وضعتها لنفسي كنت قادرة حينها على بناء حياة جديدة تماماً. |
Dün, ikinizi yakaladığımda, ne söyleyeceğimi bilemedim, ama şimdi biliyorum. | Open Subtitles | إسمعا, حينما قبضت عليكما البارحة, لم أكن أعرف ما أقول لكني أعرف الآن |
şimdi biliyorum ki, muhteşem bir yıl olacak! Bak! | Open Subtitles | وانا أعلم الآن أنه سيكون عاماً مجيداً، انظر |
Bu işi, aldı ve şimdi biliyorum neden merak ediyorum. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | كنت أتساءل لم أخذت هذه الوظيفة ، و الآن أعلم شكراً لكِ |
Ama şimdi biliyorum ben de olsam aynı şeyi yapardım. | Open Subtitles | لكن الأن أعرف. كنت سأفعل نفس الشىء بالضبط. |
Hayır, anlattığına minnettarım. şimdi biliyorum. | Open Subtitles | لا، أنا سعيد لأنكِ قلتي هذا فأنا أعرف الآن |
Ancak şimdi biliyorum ki Almanya' ya hizmet etmenin sadece bir yolu var. | Open Subtitles | إنني أعرف الآن أنه هناك طريق واحد لخدمة المانيا |
Ama şimdi biliyorum; o başkalarının göremediği şeyleri görüyordu. | Open Subtitles | ولكنّي أعرف الآن أنها رأيت أشياءً لم يرها الآخرون. جاهزون؟ |
Eskiden bunu bilmiyordum, ama şimdi biliyorum. | Open Subtitles | أنا مقتنع في الأمر الآن لم أكن مدرك في الماضي ولكن أعرف الآن |
Bu olaydaki motivasyonunun hırs ve intikam olduğunu sanıyordum ama şimdi biliyorum ki sadece anneni kurtarmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أعتقدت بأن دوافعك هي الطموح والإنتقام ولكني بت أعرف الآن بأنك تود إنقاذ والدتك. |
Ama şimdi biliyorum ve... artık burada yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكن بما أني أعلم الآن.. فلم أعد أود أن أعيش هنا بعد الآن |
İntikamın karanlığı taşıdığını şimdi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم الآن بأن الإنتقام لا يجلب سوى الظلمه |
Ama şimdi biliyorum ki acı çekmesi gereken sen değilsin. | Open Subtitles | لكني أعلم الآن أنني من سيعاني وليس أنت |
Elimden gelse, o öpücüğü geri alırdım çünkü yıllardır hissetmediğim bir şey hissetmiştim ama şimdi biliyorum ki o şey, ihanetin tadıymış. | Open Subtitles | ليتني أستطيع أن أسترجع تلك القبلة لأني شعرت بشيئ لم أشعر به منذ سنوات و الآن أعلم أنها كانت مذاق الخيانة |
Geri alınamayan bazı şeyler oluyor ve şimdi biliyorum ki bu konuda bir şeyler yapılmalı. | Open Subtitles | هي ما لا يمكن تعويضها وإنّي الآن أعلم أن ثمّة شيء أحتاج لفعله حيال ذلك |
Ve hayatınızda neler döndüğünü bilmiyordum, şimdi biliyorum ve bu sizinle bağlanmış gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | و لـم أعلـم مـاذا يجري في حيـاتيكمـا و الآن أعلم و جعلنـي ذلك أشعـر بالإرتبـاط بكمـا |
Ama şimdi biliyorum ki bu çok saçma. | Open Subtitles | لكن الأن أعرف بأن ذلك فقط سخيف |
Ama şimdi biliyorum. | Open Subtitles | ولكنى اعلم الان |
Ama şimdi biliyorum işimi tekrar yapabilmemin tek yolu görünen o ki, içmemekten geçiyor. | Open Subtitles | ولكن انا اعرف الان الطريق الوحيد لابتعاد عن كل هذا إذا توقفت عن الشُرْب... |
Evet, bunu şimdi biliyorum. Ama bütün bir yıl boyunca bilmiyordum. | Open Subtitles | نعم أعرفه الآن لكنْ لمْ أكن أعرفه طيلة العام الماضي |
Ve şimdi biliyorum. Var ve o benim. | Open Subtitles | والآن عرفت ،إنه موجود ،وهو أنا |
Şimdi, biliyorum saatim bana tam olarak net saati belirtmiyor, fakat bu çiçek sayesinde genel bir fikre sahip oluyorsunuz. | TED | والآن, أعرف أن ساعتي لاتخبرك الوقت بدقة تامة, ولكنها تعطيك بالفعل فكرة عامة عن كيفية استخدام وردة. |
Edinilmiş bilginin verdiği avantajla şimdi biliyorum ki meslek memur ya da işçi olarak beni hayata hazırlamaktır. Fakat o zamanlarda meslek sanki bir tür etrafımda olup bitenler hakkında bazı boyun eğmelere iten baş ağrısıydı. | TED | مع الاستفادة من تجاربنا السابقة، الآن أعرف أنّ مهمتي هو الاستعداد للحياة ككاتب أو عامل يومي، و لكن في الوقت نفسه أحسست أنّه كان جعلني في وضعيّة خضوع نوعا ما مع كلّ ما كان يدور حولي. |
şimdi biliyorum ki masum biri benim işlediğim suç için hapse girmiş. | Open Subtitles | أعرف الأن بأن شخص برىء ذهب للسجن بسبب جريمتى. |
Eskiden bende merak ederdim ama şimdi biliyorum. | Open Subtitles | إعتدت أنْ أتساءَل لكن الآن أصبحت أعرف |
şimdi biliyorum ki büyük adamların koltuğuna oturmak istiyorsun | Open Subtitles | الآن أنا أعرف أنك أردت مقعدا في طاولة الكبار |
Ama şimdi biliyorum ki, iyi ki eşim burada değil. | Open Subtitles | ولكنني اعرف الآن, أن زوجتي ليست هنا. |