| Neyse, şova devam etmemiz gerekiyor ve şakalarımı da zaten yaptım. | Open Subtitles | على أي حال، علينا أن نكمل العرض وبالفعل قمت بـ نكاتي |
| Evet komikti, iki Fransız hakkında yapıIan bir şova göre hem komik hem de sıcaktı. | Open Subtitles | نعم ، كان مضحك ، لكن العرض حول الرجلان الفرنسيان كان مضحك وحماسي |
| Bir sürü sebeb yüzünden komik. Bu şova gitmemiz lazım. | Open Subtitles | هذا مضحك لأسباب كثيرة ، يجب أن نذهب لهذا البرنامج |
| O şova katılmamın tek yolu beni büyüyle prensese çevirmen. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لكي أدخل ذاك البرنامج هي أن اتحول بطريقة سحرية الى أميرة |
| Dün gece hangi kahrolası ile şova gittin? | Open Subtitles | من المخنثه الذي ذهبت المعرض معها ليلة أمس؟ |
| Sanırım işi bitti. Artık penisim sadece şova yarayacak. | Open Subtitles | حسناً ,لقد أصبح رسمى الآن سيصبح قضيبى للعرض |
| Bu şova herhangi birini getirebilirdik. | Open Subtitles | نحن كان الممكن أن نجلب أي واحدة إلى هذا العرض |
| Bu tarz bir fotoğraf, donanmayı şova izin verdiği için zor durumda bırakır. | Open Subtitles | صور مثل تلك هي من جعل الفيلق ألا يوافق على هذا العرض |
| şova yardım etmeyeceksen bile, eve döndüğümde, en azından benimle bunun hakkında konuşabilirsin. | Open Subtitles | اذا لم تريدين ان تساعدينني في العرض اقل شئ تستطيعين فعله هو ان تتكلمي معي عندما اعود الى المنزل |
| Tatlı biri aslında. Bizim şova çıkarabiliriz. | Open Subtitles | إنها جميلة ، رغم هذا يجب أن نشركها في العرض |
| Bay Howard, şova girişte sizi ben takdim etsem bir sorun olmaz, değil mi? | Open Subtitles | السيد هوارد , أردت فقط أن أسألك هل سيكون مقبولا لو قمت بتقديمك قبل العرض الليلة؟ |
| Sen tam bir salaksın. Neden bu şova katılmayı kabul ettiysem? | Open Subtitles | أنت أبله مستبدّ، لمَ أوافق على هذا العرض ؟ |
| O şova katılmamın tek yolu beni büyüyle prensese çevirmen. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لكي أدخل ذاك البرنامج هي أن اتحول بطريقة سحرية الى أميرة |
| Peki şova başlarken fosfattan arınmış sabunu almak için eğilen herifi anlatsak nasıl olur ? | Open Subtitles | وماذا لو بدأنا البرنامج برجل يلتقط قطعة صابون خالية من الفوسفات؟ |
| Aferin sana, şova katılmayı başardın. | Open Subtitles | .أحسنت يا قتاة, كونك أصبحتي جزءاً من البرنامج |
| Ama ben çok çalıştım. Artık o şova çıkma şansım hiç kalmadı. | Open Subtitles | .لكنني كنت أتدرب بجد .والآن لن تتسنى لي الفرصة أبداً كي أصبح من ضمن البرنامج |
| Bir daha asla o şova gitmeyeceksin, anladın mı beni? | Open Subtitles | .لن تطأ قدامك أبداً ذلك البرنامج مرة أخرى |
| Gel. Kanalını dibe vuran reytinglerinden kurtaracak şova sahibim. | Open Subtitles | عندي المعرض لسحب ك الشبكة من مرحاض التقديرات. |
| Onun bu hafta bir şova katılması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان لابد أن آخذه للعرض في المدرسة هذا الأسبوع |
| şova geri dönelim. Kahretsin ne bekliyorsunuz? | Open Subtitles | دعنا نَحْصلُ على هذا المعرضِ على الطريقِ. |
| Yani şova şike bulaştırdığını açıkça kabul ediyorsun. | Open Subtitles | كيف كانت الضغوط هناك مقارنةً ببرنامج 21 هل تقرّ بأنّك قد ساعدت على التلاعب بالبرنامج ؟ |
| Herşey bitti, bunu bir daha konuşmayacağız, ve böyle bir şova, bir daha gelmeyeceksin. | Open Subtitles | و سينتهي الأمر، لن نتكلم عن هذا بعد الآن و لن تأتي إلى تلك العروض |
| Onu şova yeniden çıkarın. | Open Subtitles | اعتبروها جولةً إضافية، ولكن أعيدوه للبرنامج |
| Bir: Bir şova asla kendi paranı yatırma. | Open Subtitles | ألا تنفق من مالك الخاص في المسرحيات |
| Peki, Bay Hoy, eğer siz kelle avcısı değilseniz, o zaman bu tabuttan çıkıp, şova gelmekle riske atıldınız. | Open Subtitles | حسناً يا سيد "هوي"، إذا لم تكن تعمل لصالح منظمة الحماية، فإن مغادرتك التابوت الخاص بك والمجيء إلى الحفل كان مجازفة فظيعة. |