| Gidip Şu adamı bul ve öldür. Bunu halletmeden de gözüme görünme. | Open Subtitles | اذهب واعثر على ذلك الرجل واقتله، لا أريد رؤيتك حتّى تُنجز ذلك. |
| Hadi Şu adamı bir an önce parmaklıkların arkasına geri yollayalım. | Open Subtitles | دعونا نضع ذلك الرجل مرة أخرى خلف القضبان بأسرع وقت ممكن |
| Âşık olduğumu sandığım Şu adamı kafamdan atmama yardımı olurmuş. | Open Subtitles | في مساعدتي على نسيان ذلك الرجل الذي ظننت أنني أحبه |
| Anlaşın artık! Kamera, çekiyor, kaydediyor. Sik artık Şu adamı götten be orospu! | Open Subtitles | تعودي على ذلك, أديري الكاميرا وصوري, يا عاهرة وأنت تنكحي مؤخرة ذاك الرجل |
| Şu adamı yakalayın hemen! | Open Subtitles | أقبض علي هذا الرجُل الآن |
| Bunlardan biri de Reace denilen Şu adamı buraya getirmekti. | Open Subtitles | احداها كان احضار ذلك الرجل ريس الى هنا , ماذا حدث له بالمناسبه ؟ |
| Bu bana o hikayeyi hatırlattı. New York'taki Şu adamı. Hatırladın mı? | Open Subtitles | يُذكرني بقصة ذلك الرجل في نيويورك هل تتذكر ذلك؟ |
| - Biz iyiyiz, efendim. Biz de Şu adamı arıyorduk: Jeremiah Smith. | Open Subtitles | نحن بخير, يا سيدى.إننا نبحث عن ذلك الرجل جيرمايا سميث. |
| Tanrım, Şu adamı gördünüz mü? İçeri tıktığım en vicdansız katil. İsmi Steve Bellows. | Open Subtitles | يا الهي،هل ترون ذلك الرجل ،انه اكثر القاتلين عنفا ممن وضعتهم في السجن،ستيفن بلو |
| Saçını yapışını, telefonda konuşmanı Şu adamı, bunu... | Open Subtitles | تمشطين شعرك , و تتحدثين في الهاتف مع ذلك الرجل |
| Tabii Şu adamı, katilin gittiğine ikna edemezsem. | Open Subtitles | مالم أستطيع إقتناع ذلك الرجل بأنك تحررت من القاتل |
| Bir şeyi bilmen gerekiyor, Şu adamı görüyor musun? | Open Subtitles | ماذا تريد ان تعلم عندما ترى ذلك الرجل هنا ؟ |
| Herhangi bir hastalık kapmış olabilirim. Şu adamı görüyor musun? | Open Subtitles | محتمل أني أعديت بأي شيء أرأيتِ ذلك الرجل ؟ |
| Bill'i hatırlar mısın, rehabilitasyonda bahsettiğim Şu adamı? | Open Subtitles | هل تذكرين بيل ذلك الرجل من المصح الذي كنت اتحدث عنه دوما؟ |
| Belki de Şu adamı orkestra için ayarlarız. | Open Subtitles | ربّما بإمكاننا إستئجار ذلك الرجل كالفرقة. |
| Şu adamı da orkestra olarak ayarlarız. | Open Subtitles | ربّما بإمكاننا إستئجار ذلك الرجل كالفرقة. |
| Bayım, Şu adamı siyah brandaya alın. | Open Subtitles | سيدي ، حرك ذلك الرجل إلى المبسطة السوداء |
| Ord, Şu adamı öldürdüm. Massachusetts'te bunun cezası ölüm. | Open Subtitles | أورد لقد قتلت ذلك الرجل وعقوبة هذا الإعدام في ماساتشوستس |
| Şu adamı yakaladıktan sonra konuşuruz. | Open Subtitles | هوّن عليك، سنتحدّث عن ذلك بعدما نقبض على ذاك الرجل |
| Şu adamı gördün mü? | Open Subtitles | أترى هذا الرجُل ؟ |
| Buraya. Şu adamı buraya getirin. | Open Subtitles | إلى هنا أحضر هذا الفتى إلى هنا. |
| Şu adamı tanıdınız mı diye soracaktık. | Open Subtitles | نحنُ نريد أن نعرف إذا ما كنت تعرف هذا الرجل هنا |
| Şu adamı gördün mü, takım elbiseli? | Open Subtitles | انظر ذلك الرّجل هناك, بالبدلة المعمولة من الكشكشات ؟ |