| Bu eski bir bina. Şu binanın pencereleri var. | Open Subtitles | ذلك المبنى قديم و ذلك المبنى فيه نوافذ |
| Şu binanın yanından geç ama sakın durma. | Open Subtitles | قودي بعد ذلك المبنى لكن لا تتوقفي |
| Kırılan dallara bakarsak Şu binanın tepesinden Süpermen atlayışı yapmış. | Open Subtitles | إنطلاقاً من الأغصان المُتكسّرة أخمّن أنّه فعل مثل "الرجل الخارق" من أعلى ذلك المبنى. |
| 66. karayolu Şu binanın altında geçiyor. | Open Subtitles | يقود الطريق 66 بالضبط إلى داخل هذا المبنى |
| Route 66 direk Şu binanın altından geçiyor. | Open Subtitles | يقود الطريق 66 بالضبط إلى داخل هذا المبنى |
| Hedefiniz Şu binanın tepesinde! Şu kubbe! | Open Subtitles | هدفكم على قمة هذا المبنى , تلك القبه |
| Şu binanın yerinde bir ahır vardı eskiden. | Open Subtitles | ذلك المبنى كان اسطبلات للأحصنة |
| Şu binanın üstünden güneşin doğuşunu izlemeyi seviyorum. | Open Subtitles | احب ان اشاهد شروق الشمس فوق ذلك المبنى |
| Şu binanın içine girdi. | Open Subtitles | -لدينا واحد هارب" ". -لقد ذهب إلى ذلك المبنى . |
| Hayır, Şu binanın en üst katında. | Open Subtitles | كلاّ، إنه في أعلى ذلك المبنى |
| Şu binanın çatısına çıkmam gerek. | Open Subtitles | سأحتاج طريقة لدخول سطح هذا المبنى |
| Şu binanın sahibi. | Open Subtitles | الرجل الذي يملك هذا المبنى. |
| Şu binanın içinde milyonlarca modern elektronik alet varken sorunu David'in Goliath'ı alt etmek için kullandığı teknolojiyle çözmemiz ne garip. | Open Subtitles | إنّه أمر غريب قليلاً أنّه يُوجد في هذا المبنى البلايين من الإلكترونيّات الحديثة، ونقوم بحلّ تلك المشاكل بتقنية استخدمها النبيّ (داؤود) لهزم (جالوت). |