"şu ki sen" - Translation from Turkish to Arabic

• هي أنك
• هي أنّك

Ben de öyle. Ama mesele şu ki, sen şu an bir kelebeksin, bir solucan değil.
ولا انا , ولكن النقطة هي أنك أفضل حالا الأن ولست بحاجة لذلك

Konu şu ki sen halk anatomisi, ilkel klişe ve pis mizacın iğrenç bir görüntüsünü sergiliyorsun.
الفكرة هي أنك قمت بعرض مقرف لعلم التشريح الوقح تنميط وقح و كوميديا قذرة

Ama gerçek şu ki... sen de aynen onlar gibisin.
ولكن الحقيقة هي أنك مثلهم تماما

Kadınlarla hoş sohbet edebildiğini sandığını biliyorum ama gerçek şu ki sen sadece acınası ve tüyler ürperticisin.
أعرف أنك تعتقد أنك رجل ذي لسان حذق مع النساء لكن الحقيقة هي أنّك مثير للشفقة و مروّع

Gerçek şu ki sen pek zeki değilsin.
الحقيقة هي أنّك لست ذكيّاً جداً.

Belki de yoktu... ama gerçek şu ki, sen onları kurtarmak istemedin.
ربما لا الحقيقة هي أنك لم ترد إنقاذهم

Ama gerçek şu ki, sen bildiğin alelade hırsızsın.
لكن الحقيقة هي أنك مجرد لص حقيقي

Seni doğruya inandıramam. Gerçek şu ki sen hasta, sapkın bir adamsın.
الحقيقة هي أنك رجل مريض، رجل ماكر

Ve gerçek şu ki sen son derece önemli birisin.
والحقيقة هي أنك رجل مهم جداً.

Gerçek şu ki sen ucuz bir fahişesin.
.. الحقيقة هي أنك عاهرة رخيصة

- Gerçek şu ki sen hiç kimseye güvenemezsin.
-الحقيقة هي أنك لا تستطيعين الثقة بأحد

Sorun şu ki; sen oynaşma dünyasıyla başa çıkamazsın.
المشكلة هي أنك لن تتمكني من التعامل مع عالم (النشاط العابث)

Gerçek şu ki; sen harika bir akıl hocasısın.
الحقيقة هي أنك مُرشده رائعة

Gerçek şu ki, sen Charlotte'dan hoşlanmıyorsun.
الحقيقة هي,أنك لا تحبي (تشارلوت)

Gerçek şu ki, sen sıkıIıyorsun, Hopper.
(الحقيقة هي أنك أصبحت ممل يا (هوبر

Gerçek şu ki... Sen ondan daha güçlüsün.
"والحقيقة هي أنك أقوى منه"

Ve gerçek bir kez daha şu ki, sen de onu sevmiştin.
و الحقيقة هي أنّك أحببتهكذلك

Ancak gerçek şu ki, sen ve Patricia, Canavar'ı hiç görmediniz.
(ولكن الحقيقة هي أنّك أنت و(باتريشيا لم تقابلوا الوحش أبدًا.