| - Nasıl olduğunu bilmiyorum. - '65'teki Anderson vakası. | Open Subtitles | ـ لا أعرف كيف حدث هذا ـ حالة أندرسون في الـ65 |
| - Hemen doktor getirseniz iyi olur! Anlıyor musun? - Nasıl olduğunu söyleyin! | Open Subtitles | الأفضل أن تحضروا لها أطباء الآن أتسمعونني - كيف حدث هذا ؟ |
| - Nasıl olduğunu anlamalarına imkân bile vermedin öyle mi? | Open Subtitles | أنا لم أفعل - وأبدا لم تقدم لهم الفرصة- لفهم كيف حدث ذلك؟ |
| - İnanamıyor musun? - Nasıl olduğunu anlıyorum galiba. | Open Subtitles | أدرك كيف حدث الأمر |
| - İnanamıyor musun? - Nasıl olduğunu anlıyorum galiba. | Open Subtitles | أدرك كيف حدث الأمر |
| - Nasıl olduğunu anlayamadım. | Open Subtitles | ولكن كيف حدث هذا |
| - Nasıl olduğunu anlatabilirim. | Open Subtitles | ـ انا سأخبرك كيف حدث |
| - Nasıl olduğunu, neden olduğunu çözememişler. | Open Subtitles | -لايستطيعون معرفة ذلك، كيف حدث أو لماذا |
| - Nasıl olduğunu tahmin edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصور كيف حدث ذلك |
| - Nasıl olduğunu anlatsana bana. | Open Subtitles | - أخبرني كيف حدث الأمر - |
| - Nasıl olduğunu sordum sana. | Open Subtitles | -لقد سألتك كيف حدث ذلك . |
| - Nasıl olduğunu bilmek istiyorum. - Neden? | Open Subtitles | -أودّ أن أعرف كيف حدث ذلك . |
| - Nasıl olduğunu çok iyi biliyoruz. | Open Subtitles | -نعلم بالضبط كيف حدث . |