"- onları" - Translation from Turkish to Arabic

• بهم
• لقد
• بهن
• عليهما
• أرسل لي أول

Ama ben kendi ailemi bile koruyamadım. - Onları bu uzaklara kadar güvenli bir şekilde getirdin...
ـ لكني لا أستطيع حتى حماية عائلتي ـ لقد وصلت بهم بسلام

- Ellerinde olan tek oda, bu. - Onları arayabilir misin, lütfen?
هذه هي الغرفة الوحيدة التي لديهم هلا اتصلت بهم ارجوك؟

- Onları aramalıyım. - Pekala, ara.
ــ سأقوم بالأتصال بهم ــ حسناً أتصلي بهم

- Birinci derece cinayet. İlk duruşma bugün. - Onları uyarmıştım.
ـ قتلوا شخص ، سمعتُ بهذا عصر اليوم ـ لقد حذرته

- Onları yukarıda tutmak zor, değil mi? - Evet, öyle.
ولكن من الصعب الأحتفاظ بهن فى هذه المنزلة

- Onları bulmana yardım edebilirim.
أستطيع مساعدتك في العثور عليهما معاً

- Onları kaybettim. - Elektrik geri geldi.
ـ أنا أفقد الاتصال بهم ـ لقد عادت الكهرباء

- Onları arayıp sadece benim olduğumu söyle.
يجب أن تتصلي بهم و تخبريهم أنني كنتُ وحدي

- Onları yakalamamız imkânsız. - Rüzgâr şimdi güçlü.
ـ لا توجد هناك أيّ طريقة للأمساك بهم ـ الرياح قوية الآن

- Onları Mexico'ya götürürseniz de üstüne para.
دولار أعلى، إذا قدت بهم إلى المكسيك

- Onları bir arabaya koyup öldüresiye zıplatıyor musun?
تضعهم فى سياره وتقذف بهم الى الموت ؟ -اسف

- Onları ben alırım. Özür dilerim.
ـ سوف ألحق بهم ـ إنّهم يغادرون

- İki sipariş daha kaldı geriye. - Onları Martha ve Gill için sakla.
اكثر من طلبان خلف احتفظ بهم لمارثا وجيل

- Onları yakalayan herhangi bir Goa'uld onların çok gizli bir organizasyona bağlı olduklarını keşfedebilirdi, öyle ki en güçlü hükümetlerle ve kurumlarla yüksek seviyede ilişkileri olan bir organizasyon, bunlara SGC, 51.
-أي "[غواؤلد]" أمسك بهم .. كان سيكتشف أنهم ينتمون لمنظمة سرية مع اتصالات على مستوى عالٍ لأكثر الحكومات والمؤسسات قوة

- Onları aradın mı? - Tabii ki.
بالطبع اتصلة بهم هل اتصلت بهم؟

- ...tahmini rakamı girin. - Onları yakalayacağım.
ـ الرجاء أدخل الرقم المقدّر ـ سأمسك بهم

- Biliyordum. - Onları arayacağını bilmiyordum.
لقد كنت مُتيقن من هذا - أنا لا أعرف لماذا اتصلت بهم -

- Onları alt ettin. - Hey, neden bahsediyorsun sen, Howard?
ـ لقد دمرتهم ـ ماذا , ما الذى تتحدث عنه ؟

- Onları incitebilirdin. - Haklısın, incitebilirdim.
ـ لقد كان تلحقين الأذى بهن ـ أنت محق، لقد كنتُ

- Onları tanıyor musun?
هل تعرفتى عليهما ؟

- Onları masanın üzerine koydum, Lindsey.
وضعتهم على مكتبك يا ليندساي فتى جيد. أرسل لي أول بأول