| Bir iki meseleyi açıklığa kavuşturmak için senin de gelmeni istiyor. | Open Subtitles | وهو يريد منك ان تكون هناك عنده فقط لتوضيح بعض الامور |
| Bu görüşmeyi, birkaç şeyi açıklığa kavuşturmak için kabul ettim. | Open Subtitles | قد وافقت على هذه المقابلة لأننا بحاجة لتوضيح بعض الأمور. |
| Bu yüzden geldim, açıklığa kavuşturmak için. | Open Subtitles | وهذا سبب قدومي إلى هنا. لتوضيح تلك الأمور |
| Cate'in hayatındaki Hayatımızın Günleri bölümünü açıklığa kavuşturmak için bugün çok özel bir konuğumuz var. | Open Subtitles | لتوضيح حلقات أيام حياتنا والتي هي حياة كايت لدينا ضيف مميز للغاية |
| Sayın Hâkim, sadece açıklığa kavuşturmak için Ruth Yamaguchi Beyaz Saray'da çalışıyor? | Open Subtitles | حضرة القاضية ، لأكون واضحة .. ان روث ياماغوتشي تعمل بالبيت الابيض |
| Ajan Larsen, geçtiğimiz altı aya ilişkin bazı tarihleri açıklığa kavuşturmak için sorular soracağım. | Open Subtitles | أيها العميل لارسن ، سوف أسألك لتوضيح بعض التواريخ على مدى 6 أشهر ماضية. |
| Ben şahsen suçlu olduğuna hiç inanmıyorum ama açıklığa kavuşturmak için size birkaç soru sormalıyım. | Open Subtitles | و أنا شخصياً لا أصدق إنه مذنب بكل ذلك، لكني أريد أن اسألك بعض الاسئلة وحسب, لتوضيح... |
| - Bunu açıklığa kavuşturmak için, tamam mı? | Open Subtitles | فقط لتوضيح الأمر .حسنا ؟ |
| - Bunu açıklığa kavuşturmak için, tamam mı? | Open Subtitles | فقط لتوضيح الأمر .حسنا ؟ |
| Bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak için gelmeniz lazım. | Open Subtitles | نحن بحاجتك لتوضيح بعض الأمور |
| açıklığa kavuşturmak için soruyorum. | Open Subtitles | ...لأكون واضحة فحسب |