| açıklayamadığımız şeyler için geçici tedbir gibi şeyleri kullanıyoruz. | TED | نحن نستخدم هذه الأشياء كبديل للأشياء التي لا يمكننا تفسيرها. |
| Ama işin aslı, hala açıklayamadığımız birçok şey var. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هناك الكثير من الأمور لا نستطيع تفسيرها. |
| Dünya, basitçe açıklayamadığımız şeylerle dolu Bronn. | Open Subtitles | العالم مملوء بأشياء لا يمكننا تفسيرها بكل بساطة |
| açıklayamadığımız nedenlerden ötürü onu kaybediyoruz. | Open Subtitles | لاسباب لا يمكننا تفسيرها نحن نفقدها |
| açıklayamadığımız bir nedenden dolayı onu kaybediyoruz. | Open Subtitles | لاسباب لا يمكننا تفسيرها نحن نفقدها |
| - Burada açıklayamadığımız şeyler oluyor. | Open Subtitles | هنالكَ أمور تجري هنا لا يمكننا تفسيرها |
| açıklayamadığımız bir durum. | Open Subtitles | لا يمكن تفسيرها |