| Tamamen dağılmış durumda, pis kokuyor, aç ve kirli ve şimdi de derede saklanıyor. | Open Subtitles | رائحته كريهة وجائع وجسمه قذر والآن هو مختبئ |
| Bunu becerebilmek için insan aç ve susuz yol almalıdır. | Open Subtitles | للقيام بذلك، عليك أن تذهب بلا طعام أو ماء |
| Ama kardeşim o bataklıkta aç ve üşümüş iken neden onlara götüreyim ki? | Open Subtitles | لكن لماذا يأخذون الملابس بينما أخى فى المستنقع جائع و يشعر بالبرد ؟ |
| Neden Marge'ı yürüyüşe çıkarmıyorsun, kalbini aç ve sana neler söylediğine bak? | Open Subtitles | لماذا لا تأخد مارج في تمشيه افتح لها قلبك وانظر ماذا سيحدث |
| - aç ve çıkar. | Open Subtitles | افتحيه و انظري اليه |
| Bir iyilik yap. Tuvalete git, pencereyi aç ve orada bekle... | Open Subtitles | أسدي لي خدمة واذهبي إلى الحمام وافتحي النافذة وانتظري هناك |
| Her gün görmezden geldiğimiz aç ve fakir insanlar için. | Open Subtitles | الطعام ليس لكم انه للجياع والفقراء الناس الذين نمشي بقربهم كل يوم |
| Gözlerini aç ve seni nereye götürdüğüme bak. | Open Subtitles | حسناً ، إفتحى عينيك وأنظرى إلى أين سآخذك |
| Tanrı aşkına, çık onun yanına, elini çabuk tut. Kral aç ve acıktığında çok sinirli olur. | Open Subtitles | بحق الله دعيها تسرع فعندما يكون الملك جائعا يكون فى مزاج سيىء. |
| Twi'lek ırkı aç ve onlara yardım gitmezse ölecekler. | Open Subtitles | التواليك جائعون وسوف يموتوا اذا لم يصل اليهم |
| Tüm yaşamımda çok aç ve fakirdim. | Open Subtitles | طوال حياتي كنت فقير وجائع |
| Beni şaşırtıyorsunuz, aç ve nöbetler? | Open Subtitles | أنت تذهلني نوبات وجائع أيضا |
| Karnım aç ve yorgunum. Tamam mı? | Open Subtitles | أنا متعب وجائع |
| Bunu becerebilmek için insan aç ve susuz yol almalıdır. | Open Subtitles | للقيام بذلك، عليك أن تذهب بلا طعام أو ماء |
| aç ve susuz bir şekilde sıcak havada pislik içinde yürümeye zorlanan hayvanların bazıları, bu korkunç tecrübenin stresiyle başa çıkamıyorlar. | Open Subtitles | تجبر على المشي في الحرارة والغبار من دون طعام أو ماء، إلى جانب الضغط الهائل |
| Beş günü aç ve susuz olarak salın üzerinde geçirdikten sonra kaptan ve tayfası artık yerel bir hastanede rahat bir şekilde dinleniyorlar. | Open Subtitles | إذاً بعد أمضائ خمسة أيام على طوف دون طعام أو شراب القبطان وطاقمه يرتاحون الآن |
| Tam tersine, karnım aç ve gayet de tutkuluyum tıpkı bir Çingene gibi. | Open Subtitles | بل على العكس تماما ، انا جائع و عاطفي مثل الغجر |
| - Durmalısın. - aç ve asabiyim. | Open Subtitles | من الأفضل لكم أن تتوقفوا فأنا جائع و في مزاجٍ عصبي |
| Ağzını aç ve gözlerini kapat, bir büyük sürpriz kazanacaksın. | Open Subtitles | افتح فمك وأغلق عيناك، وستحظى بمفاجأة كبيرة |
| Jack, biz pozisyonumuzu aldık. Kapıyı aç ve paketin geçmesine izin ver. Alındı. | Open Subtitles | جاك , لقد اتخذنا مواضعنا افتح الباب ودع الهدف يغادر |
| Elini uzat. Aklını aç. Ve bırak güvercin sana gelsin. | Open Subtitles | أمسكي يديك ببعضها، وافتحي حواسك واسمحي للحمامة بالمجيء إليكِ |
| Doğrunun zaferini görmek için aç ve susuz kalanlar mukaddestir. | Open Subtitles | طوبى للجياع والعطاش إلى البِر |
| Gözlerini aç ve seni nereye götürdüğüme bak. | Open Subtitles | حسناً ، إفتحى عينيك وأنظرى إلى أين سآخذك |
| "Ağustos böceği sen de benim gibi çalışsaydın şimdi aç ve üşüyor olmazdın." | Open Subtitles | فقالت له النمله أيها الجندب اذا عملت مثلي لم تكن لتكون جائعا وبردانا هكذا |
| Twi'lek ırkı aç ve onlara yardım gitmezse ölecekler. | Open Subtitles | التواليك جائعون وسوف يموتوا اذا لم يصل اليهم |