| İnsanların motivasyonu, şeffaf bir açgözlülükten daha fazlası olabilir. | Open Subtitles | يمكن للتحفيز البشري أن يكون أقوى من الطمع المجرد |
| Kıskançlıktan değil, açgözlülükten. Güzel. | Open Subtitles | ليس بسبب الغيره و لكن بسبب الطمع. |
| Bana açgözlülükten bahsetme. Ne? Ne dedin sen? | Open Subtitles | لا تحدثني عن الطمع - ماذا قلتي ؟ |
| Konferans salonuna gidin ve onun günah ve açgözlülükten bahsettiği Çin sözlerini bulun. | Open Subtitles | إذهبوا إلي قاعة الإستماع .. وإبحثوا عن الكلمة الصينية المتعلقة بـ بخطيئة الجشع التي ذكرها |
| Demek istediğim, adama bakınca açgözlülükten eser yok. Görebildiğim tek şey, keder. | Open Subtitles | حسناً، إنّها على الأرجح ليست مسجّلة أعني، هذا ليس الجشع الذي ننظر إليه. |
| Sadece açgözlülükten değil daha karanlık bir amaçla yapılıyor. | Open Subtitles | يقودها ليس فقط طمع الشركات، لكن أهداف أسوأ |
| Sadece açgözlülükten. Kampta bir otel eksilse oda sayısı azalırdı. | Open Subtitles | جشع بسيط ينقص فندق في المخيم يحدث نقص في الغرف |
| Bunu açgözlülükten veya kıskançlıktan dolayı yapmadım. | Open Subtitles | "لم أفعلها بدافع الطمع أو الحسد" |
| Bildiğin açgözlülükten bahsediyoruz. | Open Subtitles | نقصد الطمع المتأصل |
| Bana açgözlülükten bahsetme dedim. | Open Subtitles | - قلت لا تحدثني عن الطمع |
| Bu durum, Yüzüklerin Efendisi'nde yankı bulan açgözlülükten çıkarılan acı bir derstir. | Open Subtitles | إنه درس قاس عن خطورة الجشع وهو درس يتردد صداه "بقصة "سيد الخواتم |
| Yalnız açgözlülükten gözü dönmüş birisi arkadaşına istediği kopyayı vermez. | Open Subtitles | "وحدهم من أعماهم الجشع هم من يرفضون أنْ يعطوا نسخة لصديق" |
| 319 kişi açgözlülükten öldürüldü. | Open Subtitles | 319قتلى بسبب الجشع |
| İnsanların motivasyonu, şeffaf bir açgözlülükten daha fazlası olabilir. | Open Subtitles | يُمكن للدافع البشري أن يكون أكثر من جشع واضح |