| Ben de aşağı inip bir şeyler yiyeceğim. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | و أنا سأنزل لتحضير بعض الطعام لي لأنّي أتضور جوعاً |
| Belki de açtır. Allah biliyor ya ben Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | رُبما هو جائع ، يعلم الرب وحده أنني أتضور جوعاً |
| Ya da her çeşit yiyecek iyi gider. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | أو طعام من أي نوع يجب أن يكون جيّد أنا جائع |
| Anne Açlıktan ölüyorum. Krep yapabilir miyiz? | Open Subtitles | ماما أنا جائعة هل يمكننا تناول بعض الأفطار |
| Yiyecek bir şey bulursan haber ver çünkü Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | أعلميني إن كان هناك شيئ يُوكل هناك، لأنّني أتضور جوعا. |
| Bırak yiyeyim, yaşlı pinti! Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | دعني آكل أيها العجوز البخيل إنني أتضوّر جوعاً |
| Pekala, çıkalım, gecemi aydınlatan ay ışığım. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لنذهب يا قمر سعادتي فأنا أتضور جوعاً |
| Stoklarımızı artırmalıyız. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | يبدو أنني قضيت وقت طويلاً, أنا أتضور جوعاً |
| Açlıktan ölüyorum! | Open Subtitles | أنا أتضور جوعاً لا أطيق الإنتظار حتى أغرس أسناني |
| Yemeğe kalmalıydık. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | على الأقل كان بإمكاننا حضور مأدبة الزفاف، إنى أتضور جوعاً |
| - Bunu aşarsın. Hadi. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | هيا ، أنا جائع بأمكانكِ أن تكرهيني بعد الفطور |
| Hayır. Açlıktan ölüyorum. Bugün hiçbir şey yemedim. | Open Subtitles | -لا , أنا جائع جدا ً لم أكل أى شىء اليوم |
| Tamam yiyelim o zaman, Açlıktan ölüyorum | Open Subtitles | عظيم حسناً دعينا نأكل أنا جائع |
| Hey. Açlıktan ölüyorum. Thai sipariş etmek ister misin? | Open Subtitles | مرحباً، أنا جائعة أتريد طلب الطعام التايلاندي؟ |
| Bak, sanmıştım ki azarlama faslını geçip, yemeğe hoş geldin kısmına geçebiliriz. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | اسمع، كنت أتمنى أن نتخطى المحاضرة، ونمر مباشرة إلى عشاء الترحيب بالعودة، أنا جائعة |
| Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | فلنتحدث عن هذا لاحقا فـ الان انا أتضور جوعا |
| Açlıktan ölüyorum. İki can besliyorum. | Open Subtitles | وأنت تعرف بأنّني أتضوّر جوعاً أنا آكل عن إثنين |
| O halde Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | حَسناً، في تلك الحالةِ، أَنا جائعُ. |
| Saat yarımı gösterdiğinde ogrenecek. Açlıktan ölüyorum. Daha çok limon lazım. | Open Subtitles | انا جائع جدا احتاج للمزيد من الليمون سامويل ماذا كان هذا؟ |
| Neredeyse üç saattir yoldayız. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | لقد مضينا بالسيارة 3ساعات أنا أتضور جوعًا |
| Açlıktan ölüyorum. Bir Snap Dog satıcısı var şurada. Paran var mı? | Open Subtitles | انا اتضور جوعا هناك عربه هوت دوج هل لديك ايه نقود؟ |
| Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | ونصّب نفسه في قاعة أجدادنا. أنا أتضوّر جوعًا. |
| Harika, Açlıktan ölüyorum. Baharatlı sosu da aldın mı? | Open Subtitles | رائع انا اتضور جوعاً هل احضرت الصوص الحار ؟ |
| Evet, teşekkür ederim. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | إنني جائع ، هل تمانع إذا أكلت ؟ |
| Açlıktan ölüyorum. Neler iyi görünüyor? | Open Subtitles | أنا اتضور جوعاً, ما الذي يبدو جيداً؟ |
| Bu sabah 6 tane inek sağıp geldim. Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | قمت في الصباح بحلب 6 أبقار, إني جائع للغاية |
| Bu çok hoş bir muhabbet, ama Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | حوار لطيف و بالرغم من ذلك، انا جائعة جدا |