| Sanki Yaşayan ölü yılbaşı ağaçlarının gecesi. | Open Subtitles | يبدو مثل ليلة فى حياة أشجارِ عيد الميلاد الميتة. |
| Mandalina ağaçlarının ve marmelat rengi bir gökyüzünün altında. | Open Subtitles | وتُحيطُ بكِ بعضٌ من أشجارِ اليوسفي وهناك بعضٌ من السماء البرتقالية |
| Hindistancevizi ağaçlarının altındasevişiriz. | Open Subtitles | و نحن سنمارس الجنس تحت أشجارِ جوزة الهند ... إنتظر .. |
| Onları gördüm. Okaliptüs ağaçlarının orada, bir arabada beş kişi var. | Open Subtitles | لقد رأيتهم ، سيارة بها خمسة رجال توقفت بجوار أشجار الأوكاليبتوس |
| Onları gördüm. Okaliptüs ağaçlarının orada, bir arabada beş kişi var. | Open Subtitles | لقد رأيتهم ، سيارة بها خمسة رجال توقفت بجوار أشجار الأوكاليبتوس |
| Sanırım olayı çözdüm, bu yüzden motorlarını soğut, hindistan cevizi ağaçlarının arasında gezin. | Open Subtitles | أظنني عرفت كل شئ اركنوا طائراتكم و سيروا بجوار أشجار جوز الهند قليلاً |
| Palmiye ağaçlarının önünden geçip, garajında büyük gümüş havan topu saklı bir köşkün önünde durdular. | TED | قاده عبر أشجار النخيل وأوصله إلى منزل قديم بقاذف صواريخ فضي عملاق مخبأ في المرآب |
| bu, aynı zamanda meyve ağaçlarının tohum olarak korunamayacağını gösterir. | TED | لكن هذا أيضاً يعني أن أشجار الفواكه لا يمكن حفظها عن طريق البذور. |