| Genelde midesi bulandığı için ağrı kesicileri yutamıyor. | Open Subtitles | إنه يعاني من المرض عادة نوعا ما و لا يمكن أن يهدئه مسكنات الألم |
| Votka ile ağrı kesicileri karıştırırsan istatistiki olarak araba yarışından daha tehlikelidir. | Open Subtitles | الفودكا و مسكنات الألم تعتبر تقديرياً أكثر فتكاً من سباقات السيارات |
| Sadece antibiyotikleri ve ağrı kesicileri reddediyor. | Open Subtitles | فقط لرفض المضادات الحيويه و مسكنات الألم |
| Şimdilik onun için yapabileceğiniz en iyi şey, ona ağrı kesicileri vermeye devam etmek, | Open Subtitles | أفضل شيء بوسعكِ القيام بهِ لهُ الآن , أن تستمرّي في منحهِ المسكّنات |
| Hastanede ağrı kesicileri verdikleri zaman birden her şey daha güzel gelmeye başladı. | Open Subtitles | عندما كنتُ بالمشفى وضعوني على المسكّنات وفجأة تحوّل كلّ شيء للأفضل |
| Kesinlikle ağrı kesicileri fazla kaçırmış. | Open Subtitles | إذاً من الواضح أنّ الرجل يهذي بسبب المسكّنات |
| ağrı kesicileri vereyim, aptal. Seni olduğunca uyanık ve fonksiyonel bırakacağım. | Open Subtitles | دعني أحضر مسكنات الألم أيّها الأحمق |
| - ağrı kesicileri azalt, DiNozzo. | Open Subtitles | لقد كان يوما مشهودا. خفّف من مسكنات الألم يا (دينوزو). |
| Mesela, hangi hemşire içecekleri taşıyor ya da en iyi ağrı kesicileri nerede saklıyorlar? | Open Subtitles | .. مثلاً، أيّ ممرضة لديها كل الأخبار أو أين يخبئون المسكّنات الجيدة؟ |
| O ağrı kesicileri de muhtemelen ilaç şirketi hatunundan almıştır. | Open Subtitles | من الأرجح أنّها اشترت المسكّنات من صيدليّة تلكَ الفتاة. |
| Alkol almamanın en kötü tarafı ağrı kesicileri de alamamak. | Open Subtitles | أسوأ شيء في الرزانة هو الاضطرار لتناول المسكّنات. |
| ağrı kesicileri al, canım. | Open Subtitles | إشرب المسكّنات يا عزيزي |
| - ağrı kesicileri de mi reddediyorsun? | Open Subtitles | -هل سترفض المسكّنات أيضًا؟ |