| Bu gördükleriniz ağrılı bir prosedüre alınan gerçek hastalar. | TED | هؤلاء هم مرضى حقيقيون يخضعون لإجراءات مؤلمة. |
| Detaya girmeyeceğim, son zamanlarda eskisi kadar ağrılı değil ama bu çalışma yapıldığında, 1990'larda ağrılı bir prosedürdü. | TED | لن أدلف إلى التفاصيل. لم تعد مؤلمة هذه الأيام، لكنها كانت مؤلمة حينما انجزت خلال التسعينات. |
| İki ila üç gün sonra erkek, ağrılı yanmalar hisseder, özellikle idrarını yaparken... | Open Subtitles | وبعد من يومين إلى خمسة أيام يحس الشخص بحرقة مؤلمة ...وخصوصا عند التبول |
| Madam, ağrılı bir kadınsal problemden mustaribim. | Open Subtitles | سيدتي ، أنا التي تعاني من الإناث مشاكل مؤلمة. |
| ağrılı bir ay. | Open Subtitles | بل شهر سيّىء للألم |
| I bir ölüme yakın duruma bir hayli ağrılı iniş yaptı. | Open Subtitles | لقد تقدمت أصل مؤلمة بشكل لا يطاق في حالة الاقتراب من الموت |
| İlk şok çok ağrılı olarak kaydedilir. | TED | لقد كانت الصعقة الاولى مؤلمة جداً |
| Çok yavaş ağrılı ve acı verici olacak. | Open Subtitles | ستكون ميتة بطيئة مؤلمة و مليئة بالعذاب |
| Bu yavaş ağrılı ve acı verici olacak. | Open Subtitles | ستكون ميتة بطيئة مؤلمة مليئة بالعذاب |
| Çünkü böbreklerin alınması zahmetli ve bir o kadar da ağrılı geçen bir işlem. | Open Subtitles | ازالة الكلى مؤلمة جدا |
| ağrılı ve kötü ama ciddi bir sorun yok. | Open Subtitles | مؤلمة وغير جيدة على الاطلاق |