| Arkadaşım berbat bir baş ağrısından ölebilir. Ve bu yüzden sen de öyle. | Open Subtitles | صديقى ستقطع رأسه نتيجة صداع رهيب.كذلك انت. |
| İyi uyuyamıyor, son birkaç gündür baş ağrısından şikayetçi. | Open Subtitles | و هى لم تنم جيدا ، و خلال الأيام القليلة الماضية كانت تشكو من صداع |
| Kalp ağrısından başka, kalp ağrısı, üzüntü, ve ızdırap. | Open Subtitles | على شيء 'ولكن وجع القلب. وجع القلب، والحزن، وmiserky. |
| Diş ağrısından daha kötü bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء أسوأ من وجع الأسنان |
| 84 yaşında, erkek, karın ağrısından yakınıyor. | Open Subtitles | رجل يبلغ من العمر 84 عاما، يشكو من آلام في البطن. |
| Bu kronik yorgunluk ve eklem ağrısından yakınan hastalarda görünen bir durum değil. | Open Subtitles | و هذا غير معتاد من تامرضي الذين شكواهم الأساسية هي إرهاق مزمن و آلام المفاصل |
| Hasta 33 haftalık hamile ve şiddetli sırt ağrısından şikayetçi. | Open Subtitles | مريضة حامل بـ 33 أسبوعاً تشتكي ألم حاد في الظهر |
| Gürültüde de uyuyabilirim, ama dün gece baş ağrısından yerimde duramıyordum. | Open Subtitles | أنا عميقة النوم لكنني تأثرت بإستيقاظ جراء صداع |
| Sürekli baş ağrısından şikayet ediyordun. | Open Subtitles | أسمع فى اغلب الأحيان أنك تذكر انك عندك صداع |
| Baş ağrısından zonklayan hastamın yanındaydım. | Open Subtitles | . لقد كان لدي مريض يعاني من صداع قوي جداً |
| Baş ağrısından kurtulmak istiyorsan, sivri bir şeyin üzerine oturmalısın. | Open Subtitles | ،لو كنت تريد أن تتخلص من صداع تجلس على شيء حاد أي مدرب سيخبرك بذلك |
| Seni şuracıkta vurabilirdim ve Ben baş ağrısından başka bir şey hissetmez. | Open Subtitles | بأمكاني ان ارديك قتيلا هنا وكل ما سيحصل عليه بين هو صداع رأس |
| Parkta bayıldı, ağır baş ağrısından şikayetçiydi. | Open Subtitles | كان قد انهار في الحديقة مشتكياً من صداع حاد |
| Carol'ın basit bir karın ağrısından daha hasta olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن "كارول" مريضة بكثير من وجع البطن فقط |
| büyük ızdıraplar içinde olmadığımda veya diş ağrısından ölmezsem, daha yardımcı olurum. | Open Subtitles | "سأكون أكثر عوناً ألم أكثر أعاني من آلم مبرح، أو أن أكون ميتاً من وجع أسناني" |
| Gerçek bana baş ağrısından başka bir şey getirmedi. | Open Subtitles | lt مُسَبَّب ني لا شيء سوى وجع قلب. |
| Kurtulmak için bu karın ağrısından dedim doktor. | Open Subtitles | أخبرت الطبيب، لتحفيف * * وجع البطن هذا |
| - Kurtar beni karın ağrısından | Open Subtitles | هاهو - * لتخفيف وجع البطن هذا * - |
| Şimdi orada, göğüs ağrısından şikâyetçi hakkını arayan 6 kişi var. | Open Subtitles | الآن لديك ست مواطنين ملتزمين بالقانون يشكون من آلام بالصدر قدموا... |
| Bir hafta benim evimde kaldı, sonra zavallım bir gece karın ağrısından şikayet etti. | Open Subtitles | كانت لتعيش في منزلي لمدة إسبوع عندما اشتكت من آلام البطن ليلة واحدة |
| - Sırt ağrısından şikayetçi. - İyileşecek mi? | Open Subtitles | ــ مبدئيّاً يعاني من آلام في الظهر ــ هل سيكون بخير ؟ |
| Göğüs ağrısından şikayetçiydi. Ben de nitro verdim. | Open Subtitles | كان يعانى من آلام بالصدر لذا أعطيته بعض النيترو |
| Sırt ağrısından şikayetçi. | Open Subtitles | جاءت تشتكي من ألم حاد بأسفل الظهر |