| Sessiz, acısız ağzımın kenarında çikolata parçalarıyla. | Open Subtitles | بشكل هادئ، بشكل غير مؤلم، البوب الحلوى الشوكولاتيةِ إلتصقتْ إلى زاويةِ فَمِّي. |
| ağzımın suyu akardı. | Open Subtitles | اللعاب كَانَ يُسيل خارج فَمِّي |
| Dilin ağzımın içinde yılanbalığı gibi hareket ediyordu. | Open Subtitles | لسانكَ كَانَ في فَمِّي , |
| Lavaboya gitmeliyim çünkü ağzımın içi kusmuk dolu. | Open Subtitles | خلفك تماما . فقط علي ان امر بغرفة النساء لإنني فقط للتو تقيأت من فمي |
| Ve ağzımın yanına doğru getirdiğinde,.. | Open Subtitles | وعندما وضعه بالقرب من فمي اعتقد بأنه يريد مني أن أكلها |
| - ağzımın resmini çekme. | Open Subtitles | -ماذا؟ -لا تأخذ أي صورة لفمّي |
| ağzımın bu tarafı tamamen uyuşmuş durumda. | Open Subtitles | وهذا الجزء من فمي كاملا مخدّر الان |
| ağzımın yakınına bile gelmedi, neyse. | Open Subtitles | هذا ليس حتى بالقرب من فمي على الإطلاق |