| ♪ Beni büyüledin ♪ ♪ beni büyüledin ♪ ♪ beni tüm gece büyüledin ♪ ♪ bitmeyen ♪ ♪ bitmeyen aşkınla ♪ | TED | لقد حطمتني لقد حطمتني لقد حطمتني طوال الليل مع حبك حبك الذي لا يتزعزع |
| ♪ Ve beni büyüledin ♪ ♪ beni büyüledin ♪ ♪ beni tüm gece büyüledin ♪ ♪ bitmeyen ♪ ♪ bitmeyen aşkınla ♪ | TED | ولقد حطمتني لقد حطمتني لقد حطمتني طول الليل مع حبك، حبك، حبك الذي لا يتزعزع |
| Sadece gerçek aşkınla seviştikten sonra koşup bir adamla evlenmemen gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنه يمكنك أن تتسرعي بالزواج من رجل بعد ممارسة الحب اللطيف مع حبك الحقيقي |
| Düşünüyorum da onca sene seni ülkene olan aşkınla hareket ettiğine inanmıştım. | Open Subtitles | وعندما افكر,طيله هذه السنين اعتقدت انك كنت مدفوعا بحبك للبلاد |
| Evet ama ya gerçek aşkınla ruh ikizinle çocukken tanışmışsan? | Open Subtitles | أجل, لكن ماذا يحدث عندما تقابل حبّك الحقيقي, توأم روحك و انت طفل؟ |
| - Altoona'da büyüdün. Lise aşkınla evlendin. | Open Subtitles | أنت ترعرعت في ألتونا وتزوّجت حبيبتك من الجامعة |
| Çiçeklerin arasında gece gündüz o çiçeklerin rengini aşkınla ateşe verirsin. | Open Subtitles | ليلاً و نهارا بين ورودك أشعل النار لتلوينها بشعلة حبك |
| Çiçeklerin arasında gece gündüz o çiçeklerin rengini aşkınla ateşe verirsin. | Open Subtitles | ليلاً و نهارا بين ورودك أشعل النار لتلوينها بشعلة حبك |
| Annesi ve çocuk ölünce sen de ilk aşkınla hayal ettiğin gibi yaşayasın diye mi? | Open Subtitles | .. هل لو ماتت الأم و الطفل ستتمكن من تحقيق حلمك بالعيش مع حبك الأول |
| Benim yaptıklarım hakkında, içinde bana olan aşkınla ilgili hiç bir şey yok. | Open Subtitles | دائما عن أشياء لم أقم بفعلها كلها تتكلم عن حبك لي |
| Dudaklarımı ve solgun göz kapaklarımı aşkınla öpücük yağmuruna tut. | Open Subtitles | دعي حبك يغرقني بأمطار من قُبل* *على شفتاي وجفوني الشاحبة |
| Dudaklarımı ve solgun göz kapaklarımı aşkınla öpücük yağmuruna tut. | Open Subtitles | دعي حبك يغرقني بأمطار من قُبل* *على شفتاي وجفوني الشاحبة |
| Alex, sana kaybolan büyük aşkınla birlikte sonsuzluğu teklif ediyorum. | Open Subtitles | أليكس ,أنا أعرض عليكي الأبدية مع حبك الضائع الكبير. |
| Bence de. Yoksa gerçek aşkınla çatışmaya yol açabilir. | Open Subtitles | لا، ربما تتعارض مع حبك الحقيقي |
| İlk aşkınla kötü bir anın mı var? | Open Subtitles | هل لديك ذكريات سيئة مع حبك الأول؟ |
| Gerçek aşkınla ne zaman nasıl tanışacağını bilemiyorsun. | Open Subtitles | لا تعرفين أين ومتى ستقابلين حبك الحقيقي |
| ve bu sen, gerçek aşkınla evlenseydinki sen. | Open Subtitles | وتلك انتي لو كنت قد تزوجي حبك الحقيقي |
| Katie için yap. Buzu kor alevli aşkınla erit gitsin. | Open Subtitles | افعلها لكيتي احرق الجليد بحبك الحار |
| Mastani aşkınla sarhoş olmuş diyorlar... | Open Subtitles | يقولون بأن ماستانى مسحورة بحبك |
| Yıllarca aşkınla onun dünyasını aydınlattın. | Open Subtitles | لسنوات، أضئت عالمها بحبك. |
| Burası daha dün gerçek aşkınla evlendiğin yer. | Open Subtitles | هنا عقدتِ قرانك على حبّك الحقيقيّ البارحة |
| Bu seninle... senin aşkınla ilgili, Emma. | Open Subtitles | هذا الأمر يخصّك يخصّ حبّك يا (إيمّا) |
| Yani lise aşkınla evlenmek için savaştan döndün çünkü öyle yapman mı gerekiyordu? | Open Subtitles | إذا أنت لم ترجع فقط من الحرب للزواج من حبيبتك من المدرسه الثانويه لانه يجب عليك هذا ؟ |