| Siz bu kasabadan olmayan Vegas'a giden çocuklarsınız? | Open Subtitles | خذ الأطفال إلى خارج المدينة إذا كنت متجه إلى (فيغاس) ؟ |
| Portland'a giden biri var mı acaba? | Open Subtitles | هل من أحد متجه إلى "بورتلاند"؟ |
| New York'a giden bir kamyon dolusu içki vardı. | Open Subtitles | شاحنة مليئة بالخمرة متجه إلى (نيويورك) |
| İki gün sonra penguen uzmanlarından oluşan bir takım ile birlikte Capetown'a giden bir uçaktaydım. | TED | بعدها بيومين كنت على طائرة متجهة إلى كيب تاون مع فريق رعاية البطاريق |
| Yaklaşık 12 yıl önce sabahın erken saatlerinde Ekvator'a giden bir uçaktaydım. | TED | منذ حوالي عشر سنوات كنت على متن طائرة في رحلة طيران مبكرة جدًا متجهة إلى الإكوادور. |
| Yarın New York'a giden ilk otobüste olacaksın. | Open Subtitles | بسبب أنك سترحل على أول حافله ذاهبة الى نيويورك غداً. |
| Tek telefonla sizi Johannesburg'a giden ilk uçağa bindirebilirim. | Open Subtitles | يمكننى أن ألتقط ذلك الهاتف ليتم اخذك على اول طائرة إلى جوهانسبيرغ. |
| Daejeon'a giden bir hızlı trendeyim. | Open Subtitles | .أنا في القطار متجه إلى (دايجون) |
| Dover'a giden bir tren yakında hareket edecek. | Open Subtitles | هناك قطار متجه إلى (دوفر) سيغادر قريباً |
| 15 yaşımdayken okuldan ayrılıp, çalışmak için Fermanagh'a giden bir otobüse bindim. | Open Subtitles | عندما كنت بالـ 15، تركت المدرسة، و وثبت في حافلة متجهة إلى "فيرمانا" لأعمل في إسطبل هناك. |
| Sonraki gün Newark a giden uçağa biniyor | Open Subtitles | " في اليوم التالي تذهب لطائرة متجهة إلى " نوروآراك |
| Doktoru nerede? Doktorunun Connecticut'a giden bir uçakta olması gerek. | Open Subtitles | طبيبتها من المفترض أنها على متن طائرة متجهة إلى (كونتيكيت) حيث تنتمي |
| Las Vegas'a giden Greyhound Ekspres 33 No'lu... | Open Subtitles | ...الحافلة رقم 33 متجهة إلى لاس فيجاس |
| New York'a giden bir haberciyle hemen yollatacağım. | Open Subtitles | مع قوات راكبة متجهة إلى (نيويورك) |
| Bilet ofisinde Las Vegas'a giden bir otobüs olduğunu söylediler. | Open Subtitles | ولكن قاطع التذاكر قال : ان هناك حافلة ذاهبة الى لاس فيجاس الليلة |
| Bilet ofisinde Las Vegas'a giden bir otobüs olduğunu söylediler. | Open Subtitles | ولكن قاطع التذاكر قال : ان هناك حافلة ذاهبة الى لاس فيجاس الليلة |
| Tel Aviv'den güneye, Aşkelon'a giden bir otobüs kaçırılmış yönü Gazze'ye çevrilmişti. | Open Subtitles | حافلة من تل آبيب كانت ذاهبة الى الجنوب تم إختطافها وتوجهت إلى غزة |
| 3 saat sonra seninle Cancun'a giden uçakta olacağız. | Open Subtitles | في ثلاث ساعاتِ، أنت وأنا سَعلى a طائرة إلى Canc؟ n. |