| Bana söylemeden önce altı ay boyunca Ablasının tamponlarını kullanıyormuş. | Open Subtitles | لقد كانت تسرق حفائظ أختها لنصف عام قبلَ أن تخبرني. |
| Hala birisi Ablasının tepesine ev düşürdü diye üzülüyor. | Open Subtitles | إنها لا زالت تحت تأثير صدمة أنهيار البيت فوق أختها. |
| Sizi tanıştırırdım ama oğlanın Ablasının ırzına geçiyordunuz az daha. | Open Subtitles | سأعرفكَ بهِ , ولكن قد توافق او لاتوافق. تم أغتصاب أخته قانونيا. |
| Evdeki küçük çocuk, Ablasının telefonundan beni aradı. | Open Subtitles | ابن سميث المحتجز بالداخل اتصل بى من هاتف اخته |
| Bunu alıp, Ablasının yanına götürmeni ve onlara göz altında tutmanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك أن تأخذها وتجعلها مع اختها وراقبها |
| En küçüğü, o çantanın üzerinde Ablasının kanını gördü. | Open Subtitles | ابني الصغير... رأى دماءَ شقيقته على تلك الحقيبة. |
| Perry'nin Ablasının adresini almak için postaneye uğradınız. | Open Subtitles | ذهبت إلى مكتب البريد لتحصل على عنوان أُخت (بيرى). |
| Tüm dünyanın tokadını yemiş. Babası ve Ablasının tiksindiği kardeşimiz. | Open Subtitles | يمقته العالم ويحتقره والده وشقيقته |
| Rawls'a Ablasının yerini söylememiş. | Open Subtitles | قالت بأنّها لم تخبر راولس حيث كان أختها. |
| Ablasının seni tuzağa düşüreceğinden haberi yok muydu sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنها لا تعلم أن أختها كانت تحاول تضليلك يا رجل؟ |
| Ablasının eski kocasının toplarının her yerinde parmak izleri var. | Open Subtitles | بطبعاتِها في جميع أنحاء كرات أختها السابقة. |
| Ya bu stresini atmasını sağlayacak gizli bir dünyası varsa? - Ablasının bile bilmediği bir şey? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ لديها طريقة سريّة لإطلاق العنان لغضبها الذي لا تعرف أختها عنه أبداً؟ |
| Yellowbird'de çalışan Ablasının bana borcu vardı. | Open Subtitles | أختها تدين لي المال " من " يالوبيرد - غانيسين |
| Ablasının bir Yoma tarafından işkence edilerek parçalara ayrılmasını izlemiş. | Open Subtitles | لا شيء سوى مشاهدة أختها تتعذب و تتمزق إلى أشلاء من قبل "اليوما |
| Belki de Ablasının boynuna bıçak sapladığı evde daha fazla takılmak istememiştir. | Open Subtitles | أو ربّما لم يطيق البقاء في البيت حيثما طعنته أخته بسكينٍ في عنقه. |
| Katilim zaten ölü ama Ablasının da bir o kadar kabahati var. | Open Subtitles | قاتلي ميّت بالفعل لكنّ أخته تستحقّ العقوبة |
| Chivon'ın Ablasının yanında kaldıramadığı siyah bir vajinası vardı. | Open Subtitles | كان ذلك chivon كان جمل الأسود المتواجدون لدن، تي الوقوف في وجه أخته. |
| Evdeki ufaklık beni Ablasının cep telefonundan aradı. | Open Subtitles | ابن سميث المحتجز بالداخل اتصل بى من هاتف اخته |
| Antoine Ablasının verdiği parayla hava attıysa korkarım arkadaşın Serena kardeşsiz kalmış olabilir. | Open Subtitles | اذا كان يتباهي انطوان بالمال الذي استلفه من اخته اذاً اعتقد ان صاحبتك سيرينا ستفقد اخاها |
| Öfke ve kederle dolup taşan Freya Ablasının yanından kuzeyde kendi krallığını kurmak için ayrılmış. | Open Subtitles | فريا تركت اختها لتبحث عن المملكة خاصتها في الاراضي البعيدة شمالا |
| "Kızınız Elizabeth'in de Ablasının ardından Bennet soyadını uzun süre taşımayacağı farz ediliyor. | Open Subtitles | " ابنتك اليزابيث، يعتقد بانها لن تحمل اسم بينيت لوقت طويل" " بعد ان تخلت عنه اختها الكبرى، وشريك قدرها المختار" |
| Martin'in küçüklüğünün videosu ve tahminime göre Ablasının. | Open Subtitles | هذا مقطع لـ(مارتن)، و على ما يبدو شقيقته الكبرى. |
| Perry'nin Ablasının adresini öğrenmek için. | Open Subtitles | لنستعلم عن مكان اِقامة أُخت (بيرى). |
| Kendi oğlunuzun soruşturması sonrası anne babasının ve Ablasının Rus ajanı çıkması? | Open Subtitles | إذا قاد التحقيق الذي يجريه ابنكما إلى والديه... وشقيقته الكبرى الذين سيتم الكشف عنهم كجواسيس روس؟ |
| Ablasının buna ihtiyacı vardı. Sadece onun dokuları uyumluydu. | Open Subtitles | اُختها إحتاجتهم , لقد كانت الوحيدة المتطابقة |