| Çift pizza burger, peynirli acılı patates ve büyük çikolatalı milkshake istiyorum. | Open Subtitles | هل لي بـ2 بيتزا بيرجر بالفلفل الحار مع الجبن ومشروب الشوكولاته الكبيرة؟ |
| Yani babam diyor ki, acılı peynirli patates kızartmanız enfesmiş. | Open Subtitles | أعني ، أبي يقول أن مقليات الجبنة الحارة لديكم رائعة |
| Parçalanmış bir dizle götürebilirsin. acılı olur, ama imkansız değil. | Open Subtitles | اصابتك بكسر مؤلم فى الركبة لن تمنعك من الذهاب بنا الى الوادى |
| Umarım biraz acılı sosun vardır çünkü bu tavukla bok gibi olurdu. | Open Subtitles | أتمنى انه عندكم شطيطه حارة مره, 'لأنها را تضبط مع ذا البروست. |
| Bir genç kız için çok korkunç ve acılı bir ölüm şekli. | Open Subtitles | قد تكون هذه طريقة مروعة مؤلمة لفتاة شابة أن تلقى حتفها بها. |
| Düşünüyordum da, bu gece gösteriye gitmeden önce yolda bir şeyler atıştırabilir ya da oraya vardığımızda, acılı sosislerden yiyebiliriz. | Open Subtitles | كنت أفكر إما أن نغير في الطريق إلى الحفلة هذه الليلة أو يمكن أن نأكل السجق بالفلفل الحار في الصالة |
| Belki onun için acılı fasulye pişirir ya da kristal küresini çıkartır. | Open Subtitles | "تانا " ؟ ربما ستطهو له الطعام الحار أو تخرج الكرة البللورية |
| Söylemem gerekir ki beni şişmanlatan keşke senin acılı fasulyeler olsa. | Open Subtitles | يجب أن أقول ، ليتنى أصبحت بدينا بسبب طهوك الحار |
| O, Madam Indira'nun evde hazırlanmış acılı Bombay sosumu? | Open Subtitles | أتلك صلصة مدام مادرز الحارة التي تصنع محلياً في بومبي ؟ |
| Haklısın. Özür dilerim. Eko 3'den Carlos acılı Sosis'e. | Open Subtitles | حسنا ، آسف من ايكو 3 الى نقانق كارلوس الحارة |
| Yatmadan önce yine o acılı peynir cipslerinden mi yedin? | Open Subtitles | هل تناولتِ الجبنة المقلية الحارة مجدداً قبل أن تنامي؟ |
| Bir adamı buradan ve buradan vur, yavaş ve acılı bir şekilde ölür. | Open Subtitles | اضرب الشخص هنا أو هنا وسيموت بشكل بطيئ و مؤلم |
| Bunun ortakyaşam için çok zor ve acılı bir süreç olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أن الإنتزاع مؤلم بشكل لا يطاق للسمبيوت |
| Yabanclılar renkli yol hikayelerim karşılığında bana acılı fasulye yemeği ikram edeceklerdir. | Open Subtitles | الغرباء سَيَعْرضونَ فقط ني قدور حارة مِنْ الفاصولياءِ كبديل للقصصِ الملوّنةِ مِنْ الطريقِ. |
| Bira, kafaya dikişler, cips, acılı tavuk kanat. Müzik setinde rock müzik çalacak. | Open Subtitles | البيرة ، طلقات ، رقائق بطاطس ، أجنحة حارة ، صخرة ملعب في المسجلة |
| Onu ilk gördüğümde, taze yaralarının geçmesi için acılı bir fizyoterapiye gidiyordu. | TED | عند أول لقاء لنا، كان يخضع لعلاجات ترويض طبي مؤلمة لكي يتعافى من جراحه الجديدة. |
| Siz gittiğinizden beri zaman acılı bölümler halinde geçti. | Open Subtitles | منذ رحيلك، أصبح الوقت موزعاً بين الأحداث مؤلمة |
| Yani diyoruz ki, uzun, yavaş ve acılı bir ölüm olan çimentonun derisini yakmasının devam etmesini tercih ederiz. | Open Subtitles | لذا تقولون أنه من الأفضل أن نراه يموت موتاً بطيئاً و مؤلماً بينما الألكاين في الأسمنت يتابع حرق جلده؟ |
| - Babanız yanık seviyor. Güzel, sıcak ve acılı. | Open Subtitles | لا، لا.أبّىُ يحبة بهذه الطريقة يَحْبُّه حار و كثير التوابل |
| Para hikayeni ve para geçmişinin acılı yanlarını ortaya çıkaracaksan uyuşmuş olmamalısın. | TED | من أجل الكشف عن الأجزاء المؤلمة من قصصكم المالية وتاريخكم المالي، لا يمكنكم أن تُخَدَّروا |
| Demek hastanın evden çıkmak istemediğini düşünüyorsun çünkü evden çıkmak acıya sebep oluyor bu yüzden evde kalmayı daha acılı hâle getirmeliyiz. | Open Subtitles | إذاً فبما أنّك تظنّ المريض لن يغادر لأنّ المغادرة تسبّب له ألماً فأنتَ تريد أن تجعل بقاءه في منزله أكثر ألماً |
| acılı dul olup, girdiğim her mekânın havasını bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | لم أقصد أن أكون الأرملة الحزينة ولم أقصد تخريب أوقاتكم. |
| acılı ölümden korkmayan biri için eşsiz tatta bir yiyecek. | Open Subtitles | انها تحلية نادرة للرجل الذى لا يخشى الموت المؤلم |
| Onun için acılı olacak olsa da, sonrasında Manox'un kendisine iyi davranacağını biliyordu. | Open Subtitles | على الرغم من أنه سيكون مؤلما لها بحجة أنها تعلم أنه سيكون طيبا معها بعد ذلك |
| - Gail, içinde acılı cips ve şampanya vardı. | Open Subtitles | يا (غايل)، لقد كان رقائق التورتيلا ونبيذ! |
| Afyon yemenin en acılı ölüm olduğu söylenir. | Open Subtitles | يقال أن أكل الأفيوم هو أكثر الطرق إيلاما في الموت |
| Kendi kahrolası dokunu kullanacak olursak iyileşme süreci daha acılı ve uzun olacaktır. | Open Subtitles | حسناً، استعمال نسيجكَ أنت سيتطلّب فترةً أطول و أكثر إيلاماً للتعافي |