| Ama Acele etmeliyiz, çünkü mucizeler bile biraz zaman alır. | Open Subtitles | ولكن يجب أن نسرع - لأن حتى المعجزات تطلب وقت |
| Acele etmeliyiz. Daha fazla adam geliyor olabilir. | Open Subtitles | يجب أن نسرع هناك الكثير من الرجال قادمون |
| Bu herif polise haber vermeden Acele etmeliyiz Ntsiki. | Open Subtitles | علينا الإسراع يا نتسيكي قبل أن يٌخبر الشرطة |
| Acele etmeliyiz. Çünkü Kilise Okulu öğrencileri gelecek. | Open Subtitles | علينا أن نسرع لأن مدرسة الأحد للأطفال قادمة |
| Prensesi çalmak için Acele etmeliyiz. Moğol domuzu bizden şüpheleniyor. | Open Subtitles | يجب ان نسرع فى خطفها الخنزير المغولى يشك بنا |
| Bu yüzden Acele etmeliyiz. - Sakladığım şeyi bulmamız gerek. | Open Subtitles | لذلك علينا أن نُسرع ونجد أيّما خبّئتُ هُنا. |
| Topçular gelmeden önce Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نسرع قبل أن تتساقط قذائف المدفعية فوقنا |
| Bir oyalama organize ettik. Ama Acele etmeliyiz. Fazla geç kalmazlar. | Open Subtitles | لقد قمنا بالتشويش، لكن يجب أن نسرع لن يطول الأمر |
| Onlar için hazır olmak istiyorsak, asker ve silah bulmak için Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | سنتحضر لهم يجب أن نسرع فى إيجاد الجنود و الأسلحة |
| Acele etmeliyiz. Bu formlarını uzun süre koruyamazlar. | Open Subtitles | يجب أن نسرع , لا يمكنهم البقاء .. بهذه الهيئات لفترة طويلة |
| Acele etmeliyiz. Eminim o şeyler peşimizden geliyorlar. | Open Subtitles | يجب أن نسرع هذه الأشياء ستستمر في ملاحقتنا |
| Acele etmeliyiz. Bu ülke geceleri güvenli değil. | Open Subtitles | يجب أن نسرع هذه البلدة غير آمنة، في الليل. |
| Saat 2.45 oldu, Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | انه في الكنيسة مع سايرس الساعة 2.45 علينا الإسراع |
| Babanın yanına gitmek için Acele etmeliyiz. Zamanımız az. | Open Subtitles | هيا , علينا الإسراع للوصول لوالدك فالوقت ضيق |
| Pekâlâ, Acele etmeliyiz. Bu işi çabuk yapmalıyız. | Open Subtitles | حسناً، علينا الإسراع يتعين علينا القيام بالأمر سريعاً |
| Acele etmeliyiz, 18. kapıdan çıkmak üzere. | Open Subtitles | علينا أن نسرع ، إنها تغادر من البوابة الثامنة عشر فهمت |
| Acele etmeliyiz. Beatrice daha fazla bekleyemez. | Open Subtitles | علينا أن 'نسرع,فبياتريس لا يمكنها الإنتظرا طويلا |
| Bizimle sonra buluşacak, şimdi Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | سوف تقابلنا ولكن يجب ان نسرع الان |
| Acele etmeliyiz Jeffries, eğer Harbottles'da olduğuna emin olsaydım peşinden daha dikkatli birini yollardım. | Open Subtitles | ولكن علينا أن نُسرع يا "جيفري" لو أنني كنتُ أعلم أنها في متجر "هاربوتيلز" لَحرصتُ على تكليف شخص أكثر اجتهاداً. |
| Onları yakalamak için Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نتحرك بسرعة إذا أردنا اللحاق بهم. |
| Acele etmeliyiz. Otobüs 5 dakika içinde kalkıyor. | Open Subtitles | يجب أن نُسرع ستغادر الحافلة خلال 5 دقائق |
| Benim daha iyi bir planım var ama Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | لدي خطة أفضل، ولكن يجب أن نسارع. |
| Oylamayı durduracaksak Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | لابد ان نسرع قبل ان يبدأو بالتصويت |
| Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | لذلك نحن بحاجة على عجل . التركيز على عجلة من امرنا. |
| Acele etmeliyiz! | Open Subtitles | علينا أن نستعجل |
| Bu iyi çünkü katılacağım önemli bir işim var; ama belki de Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | لا بأس بما ان لدي عمل مهم يجب ان اقوم به لكن ربما علينا الاسراع |
| - Günbatımına az kaldı. - Haklısın. Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | ليس لدينا متسعٌ من الوقت قبل مغيب الشمس - إنكِ على حق، من الأفضل أن نسرع - |
| Biliyorum, bu yüzden Acele etmeliyiz. | Open Subtitles | أنا اعلم , لهذا يجب أن نستعجل |