| Acildeki kahveler çok güzeldir, evlât. | Open Subtitles | قسم الطوارئ به أفضل قهوة يا بنيّ |
| Chang Min, duyduğuma göre Acildeki Şefin lakabı "Şeytan"mış. | Open Subtitles | "تشانغ مين .. سمعتُ بأن رئيس قسم الطوارئ يلقب بـ " الشيطان |
| Ancak iyi olduğum ortaya çıktı ama öldüğümden emindim ve Acildeki doktor gerginliği azaltmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لكنّي كنت متأكّد أنني أموت والطبيبة في إي آر قال بأنّني إحتجت لتخفيف الضغط، لذا فعلت هذا |
| Acildeki doktorlardan biri annemin telefonundan beri aradı. | Open Subtitles | أحد إي آر الأطباء خلية الأمِّ المستعملةِ لدَعوتي. |
| Hormon artışı öfke nöbetine sebep olmuş olabilir. Ayrıca Acildeki steroit testinde de çıkmamıştır. | Open Subtitles | وقد يسبّب فرط الهرمونات التي تؤدي للغضب وقد يتملّص من فحص الستيرويدات بالطوارىء |
| Ben meşgulken, siz Acildeki Şövalyeyi kontrol edebilirsiniz. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}فيما أنا منشغل، يمكنكم تفقد الفارس الذي بالطوارىء |