| Bu ses kutusu dışında kimsenin benim adıma konuşmasına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أريد أن يتحدث أحداً نيابة عني، باستثناء هذا الصندوق الناطق |
| Sanırım, bu okulun benim adıma ebeveynlik görevlerini yapması gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد أني أريد من مدرستي أن تقوم بالأمومة نيابة عني |
| Saat 9'da senin adına, her ihtimale karşı da saat 10'da benim adıma. | Open Subtitles | والاخر الساعة العاشرة باسمي فقط في حالة, كما تعلم فقط في حالة.. ماذا؟ |
| Ama bugün kendi adıma yaptırdım çünkü dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | ولكن اليوم, وضعت اسمي لأن هذا هو ما يفعله الأصدقاء |
| O parayı asla alamazsınız, benim adıma açılmış bir hesapta. | Open Subtitles | لن تحصل على هذا المال مطلقأ إنه في حساب بإسمي. |
| Karım ve kendi adıma konuşursam bizi de mutlu eder-- | Open Subtitles | بالنيابة عن زوجتي وعن نفسي سنكون سعداء .. |
| Efendim, benim adıma da söyleyin tüm dostlarımıza gelişlerine yürekten sevindiğimi. | Open Subtitles | بلغ نيابةً عني بخالص ترحّيبي .النابع من قلبي إلى كل أحبائنا |
| Baba olan sensin. Benim adıma mutlu olmalısın. Bir babanın işi budur. | Open Subtitles | انت والدي , ومن واجبك ان تكون سعيدا لأجلي هذه هي وظيفتك ا |
| Bunu anlarsak... ...ve buradan oluştursak... ...bir sonraki adıma ulaşabiliriz... ...okyanus mutlu değilse... ...kimse mutlu değildir. | TED | فإذا أخذنا هذا و بنينا عليه نستطيع المواصلة للخطوة التالية و هي إذا كان المحيط غير سعيد فلا أحد سعيد |
| Ben sadece kendi adıma konuşurum. Sen de öyle yapmalısın. | Open Subtitles | إسمعي، إنني أتحدث نيابة عن نفسي، ويجدر بك ذلك أيضاً. |
| Eğer ölürsem... hiç biriniz benim adıma bir harekette bulunmayacaksınız | Open Subtitles | إذا مت, لا أحد منكم يأخذ أي إجراء نيابة عني |
| Her şey normale dönünce, benim adıma seni istemeye gelecek. | Open Subtitles | بعد أن يعود كل شيء لطبيعته ، سوف تأتي لطلب يدكِ نيابة عني. |
| Ve sadece o da değil, kendi adıma ve departman adına bu kişisel özrü bizzat kendim ileteceğim. | Open Subtitles | وليس هذا فقط سوف أوصل بنفسي اعتذار شخصي باسمي |
| Elbette. Kendi adıma imzalamaktan büyük onur duyuyorum. | Open Subtitles | طبعاً، أشعر بالفخر عندما أوّقع باسمي الخاص |
| Hatırlat bana, onunla bu evi kendi adıma geçirmeyi konuşayım böylece asla para avcısı, dolandırıcı sürtüğün eline düşmez. | Open Subtitles | ذكرني بأن أخبره بأن يكتب هذا المنزل باسمي حتى لا يقع أبداً في أيدِ العاهرات المتلاعبات جِياع المال |
| Çocuklar galiba bir şey buldum. Bunlar adıma düzenlenmiş kredi kartı makbuzları. | Open Subtitles | يا رفاق، أعتقد أني وجدت شيء إيصالات بطاقات الإئتمان هذه تحمل اسمي |
| Emmy adaylığı bulunan bir oyuncu, bir girişimci ve bir aktivistim; bunlara dair adıma verilen resmi bir sertifikam olmasa bile. | TED | فأنا الآن ممثلة مرشحة لجائزة إيمي ورائدة أعمال وناشطة؛ حتى الآن ليس لدي أي مؤهلات رسمية مضافة إلى اسمي. |
| - Bu tip işleri severim. Kendi adıma değil, başka bir isme olacak. | Open Subtitles | أحبّ هذا النوع من الكلام ليس بإسمي سنختلق اسماً |
| Interpol veri bankasına hemen benim adıma bir sabıka gir. | Open Subtitles | أحتاج إليك للدخول على قاعدة بيانات الإنتربول حالاً سجل إجرامي بإسمي مع 20 تهمة على الأقل |
| Lütfen benim adıma komiteye teşekkür edin. | Open Subtitles | من فضلك، هل يمكنك أن تشكر المجلس بالنيابة عني؟ |
| Benim adıma ahlaki gücünü kullan. | Open Subtitles | إستخدمي قوَتك الأخلاقيَة العظيمة نيابةً عنَي كلوا. |
| Dün gece dışarı çıkıp harika vakit geçirdiğimi bil yeter. Ve benim adıma mutlu ol. | Open Subtitles | اعلمي أنّي خرجتُ البارحة وأمضيتُ وقتاً ممتعاً وعليك أن تسعدي لأجلي |
| Bu da bizi 5. adıma getiriyor: | Open Subtitles | مما يأتي بنا للخطوة الخامسة : نقطة التجريح |
| Hala anlamıyorsun, arsanın tapusu benim adıma | Open Subtitles | أتمنى أنك على عِلم بأن هذه الأرض مسجلة بأسمي |
| Bir sonraki adıma geçeceksek geleceğinin güvende olduğuna emin olmam lazım. | Open Subtitles | إذا كنّا سنقوم بالخطوة الثانية أريد أن أعلم بأنّك ستعتني به |
| Ekselans'ın sürgün başbakanı olarak benim adıma kayıtlı. | Open Subtitles | كرئيس وزراء صاحب الجلالة فى المنفى فإنهم بإسمى |
| Adım Carrie MacPherson. Fara Sassani benim adıma çalışıyor. | Open Subtitles | اسمي (كاري ماكفيرسون) (فرح ساساني) تعمل لصالحي |
| Sonuç olarak, kendi adıma kötü hissederek boşa enerji harcamıyorum. | TED | لذا بشكل إجمالي ، فإنني لا أهدر طاقتي في الشعور بالسوء تجاه نفسي. |
| Ee, bu adıma Oculus Rift dediğimiz bir şeyle ulaşmayı planlıyoruz. Bununla çoğunuzun arasının iyi olduğuna eminim. | TED | حسنًا، خطونا تلك الخطوة بواسطة ما يسمى أوكيوليس ريفت وأنا متأكدٌ أن العديد منكم يألفونه. |
| Dr. von Braun,'Kendi adıma konuşmak gerekirse, söyleyebileceğim tek şey; kainatın ihtişamının bir yaratıcının kesinliğini doğrulamaya hizmet ettiğidir.' | TED | وكان يقول : عندما أتحدث عن نفسي لا يسعني إلا أن أقول أن عظمة الكون فقط لتؤكد الاعتقاد بوجود خالق له |