| 6'ya kadar Adam'ı öldürmezseniz Alison ve Diana ölecek. | Open Subtitles | إذا لم تقتل آدم قبل السادسة أليسون وديانا سيموتان دكتور جوردون |
| Jennifer küçük kız kardeşim gibi, sen de Adam'ı seviyorsun, değil mi? | Open Subtitles | جينيفر تحب أختها الصغيره و أنت تحب آدم ، صحيح ؟ |
| Hepinizde kısa süreli amnezi hapı var. Bu size Adam'ı unutturacak. | Open Subtitles | كل واحد منكم تناول حبة نسيان قصيرة المدى ، ستجعلكم تنسون آدم |
| Şeker Adam'ı aradığını duydum, orospu. | Open Subtitles | سمعت أنّك تبحثين عن رجل الحلوى، ياعاهره. |
| Bugün insanlar Adam'ı aramak için çok uzun süre suda kaldılar. Neredeyse bayılacaklardı. | Open Subtitles | الناس كَانوا يُعتّمونَ هناك اليوم، بَقاء أسفل يَشتاقُ للنظرةِ لذا لآدم. |
| Üçüncü kattan daha yukarı tırmandığını sanmıyorum ama... bizim Adam'ı elde etti. | Open Subtitles | لا اظن انها تسلقت حتى الى الدور الثلث لكنها سحرت ادم |
| Keşke Adam'ı kurtarabilecek şeyleri daha önce görebilseydim. | Open Subtitles | كنت اتمنى لو انني لاحظت العلامات في الوقت المناسب لإنقاذ آدم |
| Bu arada, Adam'ı araba hırsızlığından tutuyoruz ama yakın zamanda konuşmaya başlamazsa Castillo'ların kızını bulma şansımızı kaybedeceğiz. | Open Subtitles | في الوقت الراهن نحتجز آدم لمحاولة السرقة ولكنه إن لم يبدأ بالتحدث لنا قريباً سينفذ منا الوقت لإيجاد |
| Adam'ı görmeye geldik. | Open Subtitles | الباب كان مفتوح أتينا لرؤية إذا كان آدم هنا |
| Astımdan boğulursa diye Adam'ı geceleri kim gözetliyor? | Open Subtitles | من الذي يراقب آدم أثناء نومه في حال أصابته نوبة ربو ؟ أنا |
| Adam'ı bir yere götürmek istediğini söyledi ama oldukça ketum davranıyordu. | Open Subtitles | قال أنه يريد أخد آدم لمكان ما لكنه كان متكتماً جداً حيال الأمر |
| Sadece Adam'ı bu kazadan kurtarmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت مجرد محاولة للحفاظ على آدم من الحصول في هذا الحادث. |
| Üç ay önce Gabriel Waincroft'un Adam'ı görmeye gittiğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم أن غابرييل واينكروفت قام بزيارة آدم قبل ثلاثة أشهر ؟ |
| Adam'ı o otobüse bindirmesi için Tuasopo'ya para verdin. | Open Subtitles | وأنت من دفع لتوسوبو ليضع آدم على تلك الحافلة |
| Steve, onların Adam'ı arayan adamlar olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ستيف نعتقد بأنهم قوات على الأرض ، يبحثون عن آدم |
| Sırf Adam'ı özlüyorum diye kahvaltıda kaburga yiyeceğiz. | Open Subtitles | نجريها ضلع الخنزير على الفطور لأنني أفتقد آدم. |
| Ama kendini daha iyi hissetmek için Adam'ı incitme. | Open Subtitles | لكن لا يجب أن تجرحي مشاعر آدم لتشعري بتحسن |
| Şeker Adam'ı aradığını duydum, orospu. | Open Subtitles | "سمعنا أنّك تبحثين عن رجل الحلوى، ياعاهره." |
| Şeker Adam'ı aradığını duydum, orospu. | Open Subtitles | "سمعنا أنّك تبحثين عن رجل الحلوى، ياعاهره." |
| Şeker Adam'ı aradığını duydum, orospu. | Open Subtitles | "سمعنا أنّك تبحثين عن رجل الحلوى، ياعاهره." |
| Adam'ı kurtarmadığımız için. | Open Subtitles | .لعدم إنقاذنا لآدم |
| Arkadaş edinemiyorum, o nedenle Adam'ı uydurdum. | Open Subtitles | لا استطيع ان اكون صداقات , لذى اخترعت ادم |