| Evet, hayatta o saygıdeğer bir adamdı . Büyük bir adam. | Open Subtitles | نعم، لقد كان في حياته رجل غير عادي ذو عقل عظيم |
| Bunu yaptı çünkü Napolyon'la birlikte tarihteki en büyük adamdı. | Open Subtitles | ,جنباً إلى جنب مع نابليون كان أعظم رجل في التاريخ |
| Evet, ama bu bir adamdı. Daha doğrusu, yaşayan biri. | Open Subtitles | نعم ، ولكن هذا رجل أعني ، شخصٌ حي وحقيقي |
| Peder Ignatius boylu bir adamdı, ama bu hala kısa. | Open Subtitles | لقد كان القس إجناسيو رجلاً عظيماً لكنه كان قصير القامة |
| Ailesi onu şok terapiye gönderdi. Seks yapmıştık, vahşi bir adamdı. | Open Subtitles | عائلته وضعته في العلاج بالصدمه قد مارسنا الجنس ,كان رجلاً جامحاً. |
| Baka güçlü bir adamdı. Onu öldürmek için güçlü eller lazım. | Open Subtitles | باكا كان رجلا قويا لابد أن يدين قويتين قامت بتحطيم عنقه |
| Trevor iyi bir adamdı kendini dünyayı düzeltmeye adamış biriydi. | Open Subtitles | تريفور كان رجل جيد فقد حياته في محاولته لتحسين العالم |
| Labarge onu öldürmeden önce Yüzbaşı Trudeau alaydaki en iyi adamdı. | Open Subtitles | كان الكابتن ترودو أفضل رجل في الفوج قبل ان يقتله لابارج |
| Musa'nın yaptığını yapmaya çalışan hırslı bir adamdı ve yoldaşlarını Kızıl Deniz'e götürdü. | Open Subtitles | رجل عاطفي حاولوا ملاحقته كـ مثال موسى و ارشد اصدقائه عبر البحر الاحمر |
| ...Bakın,babam... ...her yönden harika bir adamdı. | TED | انظر، والدي كان عظيم، رجل عظيم في العديد من الطرق. |
| Yazarı 1930’larda Viyana’da bir yatılı okul ve klinik karışımı bir yeri işleten Hans Asperger adında bir adamdı. | TED | كان كاتبها رجل يدعى هانز أسبرجر، والذي كان يدير مكاناً عبارة عن مصحة ومدرسة داخلية في فيينا منذ عام 1930. |
| Musluk suyu yok, elektrik yok. Harika, şahane bir adamdı. | TED | بدون امددات مياه .. أو كهرباء .. رائع .. رجل رائع |
| Ve kendisi bilge bir adamdı ve şöyle dedi Bizim Bhutan'da amacımız mutluluğu yaratmak değil | TED | وهو رجل حكيم جدا، قال: انظر: ان هدف بوتان ليس خلق السعادة |
| Yani demek istediğim, onu tanıdığımda baban iyi bir adamdı. | Open Subtitles | أنا أقول أن والدكِ كان رجلاً رائعاً عندما كنت أعرفه |
| Evet, ama hastan genç bir adamdı, bir baba ve bir savaş kahramanıydı. | Open Subtitles | نعم، لكن مريضك كان رجلاً في مقتبل عمره، وكان أباً كان بطل حرب |
| Babanız insanların tavuk ve yumurtayla... ya da paradan başka her şeyle... ödeme yapmasına izin veren sorumsuz bir adamdı. | Open Subtitles | والدك كان رجلاً غير مسئول كان يجعل الناس تدفع له بالدجاج والبيض وأيا ما كان ما يملكونه عوضا عن النقود |
| Şef aziz gibi bir adamdı. Bunu tek kişi yapmış olabilir. | Open Subtitles | والدك كان رجلاً مثالياً، لايوجد سوى شخص واحد يمكنه فعل ذلك |
| Gördüğüm tek şey, kocamın eski halinden çok farklı bir adamdı. | Open Subtitles | كان رجلاً مختلفاً عن الرجل الذى من المفترض ان يكونة زوجى |
| Baka güçlü bir adamdı. Onu öldürmek için güçlü eller lazım. | Open Subtitles | باكا كان رجلا قويا لابد أن يدين قويتين قامت بتحطيم عنقه |
| O yaşlı bir adamdı. Yaşlılar ölmeye meyillidir, tecrübelerime göre. | Open Subtitles | لقد كان رجلا عجوزا والرجال العجائز عُرضة للموت, حسب خبرتى |
| Dr.Wertham aslında oldukça iyi bir adamdı. | TED | الدكتور ويرثام كان فعلًا رجلًا محترمًا. |
| Ne kadar korktuğunu bilmemizi istemeyen, gururlu bir adamdı. | Open Subtitles | إنه رجلٌ شامخ, لا يريدنا أن نرى كم كان خائفاً |
| Barry, neredeyse evlenmek üzere olduğum adamdı ve Mindy de en iyi arkadaşımdı. | Open Subtitles | باري كان الرجل الذي كنت على وشك الزواج منه ومندي كانت أعز صديقاتي |
| Çok tehlikeli görünen bir adamdı ve korkutucu gözleri vardı, ben de... | Open Subtitles | لقد كان رجُل خطير المظهر وكانت لديه تِلك الأعين المخيفة |
| Benim kocam çok iyi bir adamdı ama seks manyağı bir şerefsize dönüştü. | Open Subtitles | زوجي , عزيزي , كان رجُلاً لطيفاً و إنقلَب إلى نذل يغازل نساء أخريات |
| Sadece iri, aptal bir adamdı. | Open Subtitles | لم يكن عملاقاً وقتها لقد كان شاباً ضخماً وغبياً |
| Sırtında silah taşıyan, çatışmaya giren çıplak elle bir şeyleri öldüren bir adamdı. | Open Subtitles | إنه من نوعية الرجال الذين يحملون سلاحاً ويخوضون نزاعات ويقتلون الأشياء بأيديهم المجردة |
| Uzun, fırtına güçleri. İyi adamdı. Çocuklarla arası iyiydi. | Open Subtitles | طويل، ولديه قوة عظمه، ورجل جيد جيد مع الاطفال |
| - Sürekli. Onunla tanıştığımda, o tam bir Amerikan golfçusuydu. Hayatımda tanıdığım en kendine güvenen adamdı. | Open Subtitles | عندما قابلتُه كان أفضلَ لاعب غولف، و أكثرُ رجلٍ قابلتُه ثقةً بنفسه في حياتي. |
| - Oh, öyle tatlı bir adamdı ki! - Hep aynı eski hikaye. | Open Subtitles | لقد كان رجلآ لطيفآ- هذا هو النمط المألوف القديم000- |
| Cesur bir adamdı değil mi? | Open Subtitles | كان والدك ليفعل هذا كان رجلاَ شجاعاَ أليس كذلك؟ |