| - Birisi bu adreste bir sorun olduğunu bildirdi de. | Open Subtitles | شخصٌ ما أبلغ أنّ هُناك إزعاجًا في هذا العنوان. حقـًّا؟ |
| Off-shore şirketlerini kayıt ettirmek için kullandıkları adreste saklanıyorlardı. | TED | كانوا يستخدمون العنوان لتسجيل شركتهم في الخارج. |
| Zaten bana verdiği Fresno'daki adreste bulmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت العثور عليه فى هذا العنوان الذى اعطانى اياه فى فرونرو |
| Kız kardeşim ve büyüleyici genç yeğenim bu adreste benimle oturuyor. | Open Subtitles | شقيقتى وأبنتها الساحرة يعيشا فى هذا العنوان معى |
| İşinizi bitirdiğinizde, bu adreste... benimle iletişim kumanız için sizi uyaracağım. | Open Subtitles | و عندما تصلى الى هذا الحد.. فسوف أرجوك أن تتصلى بى بأسرع ما يمكنك فى هذا العنوان |
| İyi para kazanmak istiyorsan yarın saat ikide bu adreste ol. | Open Subtitles | إذا أردت جني المال ,تعال إلى هذا العنوان في الساعة الـ 2 غدا |
| Başmüfettiş, en iyi dört adamınızı alın ve saat 21:00'de bizimle bu adreste buluşun. | Open Subtitles | لذا رئيس المفتشين، أحضر أربعة رجال من الصفوة وقابلوني في هذا العنوان في الساعة التاسعة |
| Bak... eğer bana ihtiyacın olusa, beni istersen bu adreste olacağım. | Open Subtitles | اسمعي.. ان احتجت الي او اردتينني . ساكون موجود على هذا العنوان |
| Şu adreste, otoparkın D katında 18 numarada bir Camaro araba var. | Open Subtitles | هناك سيارة كامارو في هذا العنوان دور 4 مكان 18 |
| Şu adreste, otoparkın D katında 18 numarada bir Camaro araba var. | Open Subtitles | هناك سيارة كامارو في هذا العنوان دور 4 مكان 18 |
| Burası Saugus'ta bana verdiğiniz adreste. | Open Subtitles | المعتقل فى سوجوس فى العنوان الذى اعطيتنى اياه |
| Kız kardeşimi arıyorduk. Kendisi bu adreste kalıyor. | Open Subtitles | نحن نبحث عن أختي, هي ساكنة في هذا العنوان |
| Kız kardeşimi arıyorduk. Kendisi bu adreste kalıyor. | Open Subtitles | نحن نبحث عن أختي, هي ساكنة في هذا العنوان |
| Bu adreste bir şüpheli şahıs olduğu çağrısı aldım... ve sen de bana şüpheli görünüyorsun. | Open Subtitles | إستلمت نداء لشخص مثير للشكّ في هذا العنوان وأنتى تبدو مثيرة للشكّ لي |
| Bay Winterborn bu adreste oturmuyor. | Open Subtitles | السّيد ونتربورن لم يعد يسكن في هذا العنوان. |
| - adreste iki yıldır bir market var. | Open Subtitles | العنوان أصبح مجمّعا تجاريا في آخر سنتين. |
| "Benimle bu adreste buluş, önemli!" dedim endişelenmişti, anlayabiliyordum polis karakolunda ya da öyle bir yerde olduğumu sandı. | Open Subtitles | وقلت لها أن تقابلنى فى هذا العنوان أن هذا مهماً جداً كانت قلقة |
| Bu akşam bu adreste ailemiz toplanacak. | Open Subtitles | نحن لدينا تجمع عائلى فى هذا العنوان الليلة |
| New York'a, David'i görmeye gittim. Hala aynı adreste mi oturuyor? | Open Subtitles | انا أريد أن أرى ديفيد فى نيويورك هل مازال يسكن فى نفس العنوان ؟ |
| New York'a, David'i görmeye gittim. Hala aynı adreste mi oturuyor? | Open Subtitles | انا أريد أن أرى ديفيد فى نيويورك هل مازال يسكن فى نفس العنوان ؟ |
| Yanlış adreste olmalıyım. | Open Subtitles | لابد و أنني أخطأت بالعنوان |
| Saat altıda. Farklı bir adreste. Cebimde. | Open Subtitles | وتغير المعاد الى الساعة السادسة وعنوان جديد , كان فى جيبى |