| Sonuç olarak bize af anlaşmanı resmi olarak iptal etme yetkisi verildi. | Open Subtitles | .. والذي يترتّب عليه .. لدينا السُلطة رسمياً لإلغاء إتفاقية العفو عنك | 
| Uluslararası af Örgütü. Bu bir rock grubu falan mı? | Open Subtitles | منظمة العفو الدولية هل هذا نوع من فرق الروك ؟ | 
| Şayet yakalanırsak.. Ne af, ne bir şey! Değil sonsuza kadar! | Open Subtitles | .. إن تم الإمساك بنا فلن يوجد عفو خاص ، أبداً | 
| Lanetlilerin Tanri'dan af dilemesini ve onun sevgisiyle bize katilmalarini istiyorum. | Open Subtitles | أود الملعـونيـن أن يطلبـون المغفرة من الإلـه ويجتمعـون معنـا في حبــه | 
| ya da ona saygı göstermemiş olanlar, o zaman Tanrı'dan af diliyoruz. | Open Subtitles | أو رفض طاعتة و هو تحت قيادتة فاننا نسأل الغفران من الرب | 
| Ve ben de Siz Papa Hazretlerinden isteklerini karşılayamadığım için af dileneceğim. | Open Subtitles | و أنا أطلب العفو من سماحتكم لأني لا أستطيع تلبية كل طلباته | 
| Bu grubun yarisi af için gözünü kirpmadan seni krala teslim eder. | Open Subtitles | هؤلاء , نصفهم سيسلمك للملك و كأنهم يبصقوا فقط من أجل العفو | 
| Yaptığım oyun nedeniyle gelecek tepkilere karşı bir af sağlayabilir. | Open Subtitles | ربّما يخوّلني ذلك قليلًا من العفو عن احتجاز أحد أشقائه | 
| Akşam vakti çökmeden silahlarını bırakan tüm kardeşlerime af bahşedeceğim. | Open Subtitles | سأمنح العفو لكل الإخوة الذين لا يقاومون قبل حلول الليل | 
| Ama bence korkulan bir şeye af sunmak ödleklikten başka bir şey değildir. | Open Subtitles | إنما أنا أقول أن يقدموا العفو هو فعل يدل على تصرف شخص جبان | 
| af önermeyi reddettikleri kişinin tek sen olması için iyi bir sebepleri var. | Open Subtitles | هنالك سبب وجيه على ما يبدو إنك الشخص الوحيد الذي رفضوا منحه العفو | 
| Hayır, asilerin lideri olduğun için senin için af dileyecek bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا، لا، لن يكون هناك عفو من أجلك لأنك زعيم المتمردين وسيتم شنقك | 
| CA: Siz ve meslektaşlarınız arasında, olası bir af anlaşması üzerine, ciddi bir görüş ayrılığı içinde olduğunuz bildirildi. | TED | كريس: تم الحديث عن انه هناك عدم اتفاق بينك و بين زملاءك حول اي سيناريو يمكن فيه منح سنودين عرض عفو. | 
| Tam bir af sayılmaz, şartlı salıverilme. Bay Mayhew'u tanıyor olmalısın. | Open Subtitles | اٍننى لم أحصل على عفو كامل و لكننى خرجت بالاٍفراج المشروط ، أنت تعرف مستر مايهيو على ما أعتقد | 
| O hâlde en azından bunun için af dilemeniz gerekiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، افعلي شيئاً واحداً على الأقل لتطلبي المغفرة من أجله. | 
| Öldürdüğü her kişi için sizden af dilemeye mi gelirdi? | Open Subtitles | هل طلب المغفرة منك في كل مرّة قتل فيها أحداً؟ | 
| Fakat burada soru şu, af ve takdis adaletin yerini tutar mı? | TED | ولكن السؤال هو، هل يحل الغفران والخلاص محل العدالة؟ | 
| Olivia, lütfen, intikam uzak geliyor ve kim geri af, geri gelmek. | Open Subtitles | أوليفيا أرجوكِ تخلصي من الإحساس برغبة الإنتقام و عودى للإحساس بالرغبة فى الصفح عودى لما كنتِ عليه | 
| Onun babasını öldürdüm ne olduğunu sana anlatabilirim, bu bir özür değil af için yalvarmıyorum. | Open Subtitles | أنا قتلت أباه يمكنني إخبارك ما حصل وذلك ليس عذراً و لست استجديك الرحمة | 
| Yapma, K. Warren, gerçek af programına bir bak. | Open Subtitles | أوه، ك.وارين، انظر فقط علي البرنامج الفعلي للعفو | 
| Hilma af Klint'in çalışmalarını keşfettiğimde beni büyüleyen şey 20. yüzyılın başlarında çizilmiş bu ihtişam ve muamma dolu çizimlerdi. | Open Subtitles | ما أذهلّني حين اكتشافي" ".. لأعمال (هيلما أف كلينت) كان "أن هذه اللوحات الكبيرة و الغامضة" | 
| af dilemek, izin istemekten daha iyidir. | TED | من الأفضل أن تطلب السماح بدلاً من أن تطلب الإذن | 
| Onu incitip... özür dilemediğim her dakika için ondan af diliyorum. | Open Subtitles | مغفرة عن كل دقيقة أغضبتها فيها ولم أحاول حتى ان أرضيها | 
| Tanığın aldığı af tehlikeye girmişti. | Open Subtitles | لقد كانت حصانة الشاهد معرضة للخطر. | 
| af Yurdu aslında oraya gönderilen insanlar için yok. | Open Subtitles | بيت رحمة لم ينشئ لاولئك الذين يرسلوا هناك. | 
| Karşılığında, af anlaşmanı bozma çabalarımdan vazgeçerim. | Open Subtitles | وفي المقابل ، سأوقف جهودي لإيقاف إتفاقية عفوك | 
| Başkan ona af teklif etti. Geri çevirdi o andan beri tek kelime etmedi. | Open Subtitles | لقد عرضت عليه الرئيسة الحصانة وقد رفض، ولم يبح بكلمة منذها | 
| Sana ve Olivia'ya yaptıklarımdan dolayı Tanrı'dan beni af etmesini diledim. | Open Subtitles | و أسأل الله أن يغفر لى لما فعلته لك و لأوليفيا |