| İsa çarmıhtayken bile kendine saldıranları affetmişti. | Open Subtitles | بأنه حتّى عندما كان على الصليب السيّد المسيح سامح المُعتدين عليه |
| Axl ayağını kırdığı için Sue'yu neredeyse affetmişti. | Open Subtitles | اكسل تقريبا سامح سو على كسر قدمه |
| Yani, Macellan "kara göründü" esprisini yapan adamı affetmişti. | Open Subtitles | حتى "ماجلان" سامح "محدد الأرض" المخادع |
| Evet de, zaten affetmişti seni. | Open Subtitles | نعم، لكنها غفر لكم على ذلك. |
| - İsa onu affetmişti... | Open Subtitles | المسيح غفر |
| Axl Sue'yu affetmişti bir bakıma. | Open Subtitles | (لذا سامح (أكسل) (سو نوعاً ما |