| Ne yani, Aidan sırf tarzı iyi değil diye mi ölmeli? | Open Subtitles | ماذا,انت تقول ان ايدين يجب ان يموت للححصول على نقاط مختلفة؟ |
| Aidan ile ben, geçen gece ilk kez birlikte olduk. | Open Subtitles | انا و ايدين كنا معا فى الليلة الفائتة لأول مرة. |
| Aidan geri dönene kadar kendimi meşgul etmek için her yolu denedim. | Open Subtitles | فعلت كل ما يمكن للحفاظ على مشغول حتى جاء ايدين والظهر. |
| Aidan bana Josh'la ilgili durumunuzu anlattı. | Open Subtitles | أيدن بقصة اللايدي هوك بالكامل التي تعيشها مع جوش |
| İkimizde 22 yaşında değiliz, Aidan. | Open Subtitles | لا أحد منا في في الثانية والعشرين من عمره , أيدن |
| Size "değerli misafirimize refakât edin" dediğim zaman "Aidan'ı ofisime getirin" demek istiyorumdur. | Open Subtitles | عندما أقول لكم اصطحبوا ضيفنا العزيز أعني حرفيا أحضر أيدن إلى المكتب |
| Hem Aidan'ın ne yapacağını hiç bilemiyoruz. | Open Subtitles | وأيدن , لن نعرف أبدا ما الذي سيفعله بالكامل |
| Aidan'la ben bayağı dokunduk aslında. | Open Subtitles | أنا وأيدن في الواقع مارسنا الكثير من اللمس |
| Sonraki hafta Aidan'la dolu ve sigarasız geçti sonunda bağımlılığımı yendiğimi hissediyordum. | Open Subtitles | بعد أسبوع كامل من ايدين وليس السجائر، شعرت وكأنني ركل أخيرا إدمان بلدي. |
| Pete'i kaybetmiştim, dolayısıyla Aidan'ı da kaybedecektim. | Open Subtitles | كنت قد فقدت بيت، وربما أود أن تفقد ايدين. |
| Ertesi sabah Aidan'ı dükkandan arayıp ne kadar özlediğimi söylemek için medeni bir saate kadar bekledim. | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي انتظرت حتى ساعة ائقة للاتصال ايدين واقول له كم فاتني له. |
| Birden, Aidan'ı kaybetme fikri nefesimi kesmişti. | Open Subtitles | فجأة، فكرة فقدان ايدين ترك لي ضيق في التنفس. |
| Bu seyahate çıkmamın tek nedeni Aidan'la Büyük'ten ve çıkan karışıklıktan uzaklaşmaktı. | Open Subtitles | أنا وافقت فقط لهذه الرحلة للحصول بعيدا عن ايدين والفوضى كله. |
| Bir metelik yere sırt üstü düşmez, öyle değil mi Aidan? | Open Subtitles | العملة المعدنية لا تستطيع الاستقرار على جانب واحد , أليس كذلك , أيدن ؟ |
| Bence hepimizle yolunu ayırdı Aidan. Bak, üzgün olduğunu biliyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أعتقد أنها انفصلت عنا جميعا , أيدن اسمع , أعلم أنك حزين , حسنا ؟ |
| Ve Aidan ona kefilse sorun yok demektir. | Open Subtitles | إذا كان أيدن يضمنه فالأمر على ما يرام بالنسبة لي |
| Bishop demişti ki: "İş sırasında içmek yok Aidan". | Open Subtitles | على أية حال , بيشوب قال لا مزيد من الشرب أثناء العمل , أيدن |
| Aidan, torba kan kullanmak için verdiğin uğraşın farkındayım. | Open Subtitles | أيدن , أعلم كم صعب عليك أن تبقي نفسك على أكياس الدم |
| Bir de kan sarhoşu Aidan. | Open Subtitles | وأيدن السكران ما الأمر ؟ |
| Özür dilerim. Aidan'la sen ayrıldınız. | Open Subtitles | أسفة على انفصالكم أنت وأيدن |