| Yalnızca iyi ailelerden gelen korsanlar. Diğerlerinin parası yetmezdi. | Open Subtitles | قراصنة من افضل العائلات بالطبع الاخرين لا يمكنهم تحمل كلفة المجيء هنا |
| Gerçekten bunu yapanların diğer ailelerden olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظن فعلاً أن أحد من العائلات الأخري متورط؟ |
| Orta Doğuluydu, korumaya çalıştığımız ailelerden birinin çocuğu. | Open Subtitles | لقد كان من الشرق الأوسط وهو من العائلات الذين نحاول حمايتهم |
| New York'taki diğer ailelerden birinin orta seviyeli bir mafyasına ulaştı. | Open Subtitles | انه يمد يده الى مجرم متوسط القوة من احدى عائلات نيويورك |
| Hep birlikte sorunlarına çözüm bulmak için azim ve hünerlerini ortaya koyan ailelerden ders aldım. | TED | لقد سمعت من عائلات قامت بإطلاق العنان لإبداعهم وعنادهم لخلق حلولٍ بشكل جماعيٍّ. |
| O ailelerden tekrar aynı acıyı yaşamalarını isteyeceğiz. | Open Subtitles | سنطلب من أولئك الأهالي الشعور بالألم مجدداً |
| İyi niyetin göstergesi olarak, şu ailelerden rehine talep ediyor. | Open Subtitles | يطلب رهائن من العوائل التالية كرسائل تعبير عن حسن النوايا |
| Bu da ne demek oluyor, hepimiz eski ailelerden geliyoruz. | Open Subtitles | ماذا يعني هذا؟ جميعنا ننحدر من عوائل عريقة |
| Her zaman, şu yasaklama emri çıkartmış ailelerden bir olmamayı ümit ederdim. | Open Subtitles | لطالما تمنيت ألا نكون من العائلات التي تصدر تعهدات بعدم الاقتراب |
| Birşey yaparken beni gören veya yardım ettiğim ailelerden biriyle konuşan biri | Open Subtitles | شخص رآني أفعل شيئاً ما أو شخص تحدث مع إحدى العائلات التي ساعدتها |
| Çok çocuklu ailelerden, ekoseli perdelerden, kedilerden, köpeklerden, olta yemlerinden, hoşlandığım her kızdan nefret eden annemle. | Open Subtitles | العائلات التي لديهم الكثير من الأطفال والستائر المتقلبة ، والقطط والكلاب ، والطُعم |
| Evet. Yalan söylemeyen o çılgın ailelerden biriyiz. PBS bizle ilgili bir belgesel yapıyor. | Open Subtitles | نعم , نحن من العائلات المجنونة لا يكذبون على بعضهم البعض , وقناة ال بي بي سي تعمل فلما وثائقيا عن هذا الموضوع |
| Günlüğünde yazdıkları delice şeyler kurucu ailelerden sakladığı şeyler. | Open Subtitles | ثمّة أشياء جنونية كتبها بيومياته، و أبقاها سرّاً عن العائلات المؤسسة. |
| Kendine bir bak ülkedeki en varlıklı ailelerden birinin hanımısın. | Open Subtitles | أنظري لنفسك الآن... الأم الحاكمة لإحدى... أغنى العائلات في البلد. |
| Bu dereden uzağa taşınmaya gücü yetmeyen ailelerden. | Open Subtitles | من العائلات التي لا يمكنها الرحيل بعيدا عن هذا الجدول. |
| Çoğu sadece fakir de değil, tamahkar ailelerden geliyorlar. | TED | يأتي الكثير منهم من عائلات إستثنائية جدا وليس فقط الأسر الفقيرة |
| Kimin Tanrı'ya inancı Vadedilmiş Toprakları aramak için uçsuz bucaksız çöllerde dolaşan ailelerden daha fazla olabilir? | Open Subtitles | من لديه إيمان أكثر بالرب من عائلات تاهت في القفار للبحث عن الأرض الموعودة؟ |
| Amerikanın doğu yakasında kayıp vakası bildiren ailelerden başlayalım. | Open Subtitles | من عائلات و اصدقاء الاشخاص المفقودين على الساحل الشرقى للولايات المتحدة منذ عام 2000 التقدم لنا |
| Adam evlat edinilmiş çocukları koz olarak kullanarak ailelerden para koparıyor. | Open Subtitles | إنهُ يبتز الأموال من الأهالي المُتبنيين مستخدمًا أطفالهم المُتبنيين كوسيلة للضغط عليهم |
| FBI koruma ekibim. Bana diğer ailelerden daha kalabalık bir koruma ekibi verdiklerini biliyor muydun? | Open Subtitles | مرافقين الفيدرالية الخاصين بيّ هل تعلم بأنهم وضعوا عملاء لمراقبتي أكثر من الأهالي الآخرين ؟ |
| Mesela bir üniversitenin öğrenci kabul yöneticisisiniz ve teoriniz sadece zengin ailelerden gelen ve notları iyi olan öğrencilerin başarılı olduğu yönünde. | TED | لنفترض أنك مدير القبول في جامعة ما ونظريتك هي أن الطلاب ذوو الدرجات العالية من العوائل الغنية هم من يبلون حسناً |
| O dört çocuk, Rich ailelerden geliyorlar. | Open Subtitles | وأولائك الأربعة أولاد، ينحدرون من عوائل غنيّة |
| Her neyse, ailelerden bahsetmişken onu sahibine teslim etsem iyi olacak. | Open Subtitles | على أية حال, بالحديث عن الأهل سأكون سعيدا بإعادتها إليهم |
| ailelerden, çocuklarının sunucuda oynarken okumayı ve yazmayı öğrendiğini duymaya başladım. | TED | بدأت أسمع من الآباء أن أطفالهم كانوا يتعلمون القراءة والكتابة أثناء اللعب على الخادم. في البداية قاموا بتهجئة الأشياء سمعيًا، مثل معظم الأطفال |