| - Hep bekleyen başka bir ajanımız vardır. - Kesinlikle efendim. | Open Subtitles | لأنه يوجد دائما عميل آخر جاهز ليحل محل زملاءه بالطبع , يا سيدي |
| Babanı gözetim altında tutan bir ajanımız var zaten. | Open Subtitles | لدينا عميل خاص يعمل بغطاء عميق على والدك |
| ajanımız tam emin değil çünkü orada fotoğraf çekilmesi yasak. | Open Subtitles | عميلنا لم يكن بقدوره ان يؤكد ذلك بسبب انه لم يسمح له بالتصوير هناك |
| Yaklaşık 1.5 saat önce Rıza ve iki ajanımız babanın binasında vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | لقد وجدنا ريزا واثنان من عملائنا مقتولون بمبنى والدك منذ ساعة ونصف |
| Son 5 yıldır, Viyana'daki Rus büyükelçiliğinde ...çalışan iki ajanımız var. | Open Subtitles | منذ خمس سنوات كان لدينا عميلان متخفيان فى السفاره الروسيه فى فيينا |
| Üst seviye bir ajanımız şehirde çalışıyor. | Open Subtitles | لدينا عميلة من الطبقة العليا تعمل بالمدينة |
| Dünkü raporlar. Bir ölüm, bir ajanımız da gözaltında. | Open Subtitles | هذه معلومات اليوم عميل قتل والآخر في الحجز |
| FBI ajanımız ile yaşadığımız soruna bir çözüm bulmuş olabiliriz. | Open Subtitles | ربما وجدنا حل لمشكلتنا مع عميل المباحث الفدرالية |
| Resmiyette, o bölgede sadece bir ajanımız var. | Open Subtitles | رسمياَ لدينا عميل واحد فقط في هذا الجزء من العالم |
| İşe yararsa Croatoan'un tarafında çifte ajanımız olmuş olur. | Open Subtitles | واذا نجحت سيكون لدينا عميل مزدوج يعمل بجانب كروتون |
| Gizli görevlerde 22 ajanımız var, 5'ine ulaşılamadı. | Open Subtitles | لدينا 22 عميل سري وخمسة منهم في عداد المفقودين |
| Sadece bu davada çalışan 6332 ajanımız var. | Open Subtitles | لدينا 6322 عميل يعملون على هذه القضية فقط |
| İsmine rastladık ama ne yazık ki ajanımız oraya gidene kadar, kadın çoktan ölmüştü. | Open Subtitles | ظهر اسمها، ولكن للأسف، بحلول الوقت الذي وصل فيه عميلنا إلى هناك، كانت ميتة بالفعل. |
| Çünkü onu da bizim ajanımız yaptık, seni kahrolası aptal. | Open Subtitles | لأنه أصبح عميلنا أيضا أيها المغفل اللعين |
| Süper ajanımız 3 genç İtalyan ile erkekler tuvaletinde biraz eğlenmeye karar vermiş. | Open Subtitles | مالذي فعله؟ عميلنا الخارق هنا قرر أن يستمتع |
| Üç yıl içinde bir grup ajanımız bu şebeke içinde... ortadan kayboldular. | Open Subtitles | في الثلاث أعوام الماضية عدد من عملائنا اختفوا من الشبكة. |
| Nakil protokolünü bilen çok ajanımız yoktur. | Open Subtitles | ليس الكثير من عملائنا يعلمون نظام التحويل |
| İki ajanımız vuruldu, biri ateş altında. | Open Subtitles | .لدينا عميلان قتيلان، وأحدهما يتعرض لطلق ناري |
| - O sahilde bir ajanımız da var. | Open Subtitles | هناك عميلة للمخابرات على الشاطئ |
| Jennifer, bu davadaki ajanımız. | Open Subtitles | جينيفر هي عميلتنا المسؤولة عن هذه القضية |
| İki ajanımız dün geceki olay yerine gidiyor. | Open Subtitles | لدينا عميلين في الطريق الى مسرح جريمة أمس |
| Ama mekanda gizli bir ajanımız olduğu ortaya çıkarsa operasyon biter ve tüm çete elemanları gözden kaybolur. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّ بإمكاننا القبض على العصابة كلّها، لكن لو انتشر خبر أننا أرسلنا عميلاً مُتخفياً للداخل، فعندها العمليّة كلّها ستتوقف والعصابة كلّها ستتفرّق. |
| ajanımız malların satılacağı yeri yollamadan harekete geçmeyeceğiz. | Open Subtitles | وحدتنا لن تتّخذ إجراء حتى تسيطر جماعتنا على موقع التسليم |
| Ve neden bir ajanımız Batı Berlin'de öldürüldü. | Open Subtitles | ولماذا تم قتل واحد من عُملاؤنا فى شرق برلين |
| -Rapor ver. -26. Bölgedeki ajanımız... | Open Subtitles | تقرير وكيلنا في الدائرة الإنتخابيةِ السادسة والعشرونِ |