| Kimsin.? - Zavallı kadın 3 gün önce ajanstan. | Open Subtitles | قال لي الوكالة قبل ثلاثة أيام أن تأتي إلى هنا. |
| Gülümsemeye devam et ve seni ajanstan arıyorlarmış gibi davran. | Open Subtitles | إستمري بالتبسم , وإدعي أن الوكالة تتصل بك |
| Tesellisi olacaksa, o adamı ajanstan kovdurttum. | Open Subtitles | إذا كان سيطيّب خاطرك، سأجعل الوكالة تطرده |
| ajanstan ayrılmasına müsaade edemem, o yüzden üzgünüm. | Open Subtitles | لا يمكنني المخاطرة بمغادرتها الوكالة أنا آسف . لكن ليس لدي خيار |
| O ajanstan bir servet kazandığına eminim. | Open Subtitles | سأراهن أنك تجلبين ثروه بعيدا عن تلك الوكاله |
| Bize bir fırsat verecekseniz ajanstan ayrılmaya hazırım. | Open Subtitles | إن كنتم ستعطونا فرصة، أنا مستعد لترك الوكالة. |
| Sağlık durumunu ajanstan gizli tuttuğum için bile beni kovabilirlerdi. | Open Subtitles | حتى وإن كان هذا يُعني إخفاء حالتك الصحية من الوكالة التي قد تطردني |
| Sonrasında sete gidip ajanstan parayı alırız. | Open Subtitles | ونأخذ المال من الرجل في الوكالة. |
| Bunu bir daha yaparsan ajanstan ayrılırım. | Open Subtitles | إن فعلتِ هذا بي من جديد" "فسأترك الوكالة |
| Bugün ajanstan aradılar. Doğruları söylüyorlar ama... | Open Subtitles | إتصلت الوكالة بي، هذا الصباح ...،أطابوا خاطري، لكن |
| Ve bence, senin için en iyisi, istifanı verip, ajanstan ayrılman olacak. | Open Subtitles | ثم أظن أنه من الأحسن ...أن تمضي على تنازل وتترك الوكالة... |
| Olmazsa, ajanstan ayrılmaktan başka bir şey yapamam. | Open Subtitles | و إلا ليس لدي خيار سوى ترك الوكالة |
| Yeni şirketim ajanstan daha iyi. | Open Subtitles | شركتي الجديدة تعمل افضل من الوكالة |
| Yani, pek orijinal olmayabilir ama uzun süredir bu ajanstan çıkan en başarılı kampanya. | Open Subtitles | -أجل ! أعني، أنهُ قد يكونُ مشتقاً منه.. ولكنها أكثر الحملات نجاحاً التي تنتج من هذه الوكالة منذُ أعوامٍ طويلة. |
| O görüşmeyi beni ajanstan atmak için ayarladın. | Open Subtitles | عقدت ذاك الاجتماع لتخرجني من الوكالة. |
| Genel olarak fuhuştan ya da ajanstan bahsetti mi? | Open Subtitles | هل ذكر لك الوكالة أو الدعارة بشكل عام؟ |
| Djinn beni ajanstan buldu ve onunla birlikte çalıştım. | Open Subtitles | لقد وجدني " الجن " من خلال الوكالة التي أعمل لديها |
| ajanstan gönderdiler. | Open Subtitles | الوكالة أرسلتْها إنتهت. |
| Sadece ajanstan hakkınızda bilgi aldım. Onlar size 4 yıldızlı reyting verdi. | Open Subtitles | كنت أتحدث للتو مع الوكاله أعطوك أربعة نجوم فى التقييم |
| ben ajanstan ayrılıyorum ve Universal'a, Yapımlar Başkan Vekili olarak geçiyorum. | Open Subtitles | انا اغادر الوكاله وانا انتقل الجامعه. الى في بي للانتاج |
| Yabancı ajanstan bir adam Hintli bir memurla görüşme yapmış. Ve Bangkok'da olanları sızdırmış. | Open Subtitles | وكيل وكالة غربية إجتمع مع مسؤولٍ هندي (والتسريبات حدثت بالفعل في (بانكوك |