| Hepsi akıllarını kaçırdıklarından sonra, Peder Davis şeytanın yok edilmesi gerektiğine karar verdi. | Open Subtitles | لاحقاً وبعد أن فقدوا عقولهم المحترم ديفيس قرر بأنه يريد أن يدمر الشيطان |
| Ama akıllarını başka yere yönlendirebilirsen, belki de işe yarar. | Open Subtitles | لكن إذا بقيت عقولهم مشغولة بما هو آتٍ، فهذا جيّد |
| Bunlar akıllarını mı kaçırmış? | Open Subtitles | سيحصل على إطلاق سراح مشروط ، سيكون ذلك خارج عن عقولهم |
| O pilotların akıllarını feda etmek de buna dahil. Bu sır ortaya çıkarsa neler olur ? | Open Subtitles | بما فيه التضحية بحياة و عقول هؤلاء الطيّارين، فماذا لو كُشف السرّ؟ |
| Reklamlara milyarlarca dolar harcarlar ve verdikleri yüce mesajlarla çocukların akıllarını alırlar! | Open Subtitles | يضعون البلايين من الدولارات لأجل الأعلانات في التلفاز ليغسلوا عقول أبنائنا |
| Bu sırada etraflarındaki herkes akıllarını yitirirken. | Open Subtitles | في حين أن كل من حولهم أناس يفقدون صوابهم |
| Olgun insanlar sorunlarını çözmek için akıllarını kullanmalıdırlar. | Open Subtitles | الاشخاص الناضجين يجب ان يستخدموا عقولهم لحل نزاعاتهم |
| "Burada insanlar üzüntüden akıllarını kullanmayı unutmuş." | Open Subtitles | ..سوف ترى أن الناس في حزنهم الناس فقدوا عقولهم |
| Anlatmaya çalıştığım, akıllarını kaybedecek kadar korkmuş durumdayken, en büyük stres atma yöntemi parmaklarının ucundayken neden ? | Open Subtitles | أقصد أن الرعب كان يملأ عقولهم والحل من هذا الخوف أمام أعينهم |
| Tüm dünyada siyahlar kahrolası akıllarını kaybediyorlar. | Open Subtitles | الشعب الأسود فى كل الأرجاء فقدوا عقولهم اللعينة |
| Çocukların masum akıllarını korumak için büyükbabaya gönderdiğim için memnunum. | Open Subtitles | جيد أنني أرسلت الصغار لجدهم لحماية عقولهم البريئة |
| - Muhtemelen uzaylıların, akıllarını kontrol etmesini engellemek için. - Oh. Şizofren mi onlar? | Open Subtitles | ربما ليمنعوا الفضائيين من السيطرة على عقولهم |
| Güven dolu o bön bakışlarını, ağır işleyen, serbest akıllarını, çözülememiş baba sorunlarını seviyorum. | Open Subtitles | أحب نظراتهم الضعيفه التي تثق بي عقولهم البطيئه الخفيفه ومشاكلهم الأبويه |
| O adamlar gizli görevi aştılar, akıllarını kaybettiler. | Open Subtitles | إختفوا لفترة طويله ولم أعرف عنهم شيئاً فقدوا عقولهم |
| Evet, öyle, onların akıllarını başlarından alacağız ama tüm bunların sonu nereye varacak? | Open Subtitles | سوف نفجر عقولهم ولكن إلى أين يؤدى كل هذا ؟ |
| Ve boşlukta dolanırken akıllarını taze tutmaya çalışan ihtiyarlar. | Open Subtitles | و كبار السن الذين يحافظون على عقولهم نشطة كا دائرة نزيف الاخرة |
| Gençlik yıllarımda, Insanların akıllarını -kontrol etmeyi ve okumayı öğrenmiştim, | Open Subtitles | عندما كنت صغيرا اكتشفت ان لدي القوي للتحكم في عقول الاخرين |
| İnsanların akıllarını saçmalıklarla doldurup onları bu saçmalıklarla başbaşa bırakıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتِ تملئين عقول الناس بالحماقات وتتركيهم يتعلقون بها |
| Hapisanesinden, insanların akıllarını karıştırmak için salıverilecek olan ve onları savaşa çağıracak. | Open Subtitles | من يُحَرر من السجن لتعطيل عقول الرجال واستدعائهم للحَرب |
| Bu sırada etraflarındaki herkes akıllarını yitirirken. | Open Subtitles | في حين أن كل من حولهم أناس يفقدون صوابهم |
| İlk saldırı sırasında müşterek akıllarını ortaya çıkarmıştı. | Open Subtitles | أثناء الهجوم الأول لقد تعرّض لعقولهم مجتمعة كانت غير مُرشّحةٍ بالمرة |
| Kadınlar da doğmamış çocuklarını ve kendi akıllarını kaybetti. | Open Subtitles | والنِساء فَقدنَ أطفالهن ببطونهن وفقدن عقولهن |
| Biz, biz birbirimizin akıllarını okuyabiliyoruz. | Open Subtitles | -يُمكننا معرفة فيما يُفكر كُلّاً مِنّا . |