| Brenda'nın akciğerindeki su düşük seviye tuzluluk göstermiş. | Open Subtitles | حسناً ، أظهر الماء في رئة بريندا مستويات منخفضة من الملوحة |
| Laboratuvar Nick'in akciğerindeki granülomların kaynağını tespit etti. | Open Subtitles | المعمل حدد مصدر .... الأورام الحبيبية التى كانت فى رئة نيك |
| 2010 yılında, 62 yaşında akciğerindeki kan pıhtılaşmasından hayatına veda etti. | TED | ففي عام 2010، في سن 62، مات كلايد جراء تجلط دم في رئته. |
| Şu Newport'daki adli tabibi arayıp akciğerindeki klor miktarını sor. | Open Subtitles | اتصلى بالطبيب الشرعى فى رود ايلاند او اينما كان واسأليه ان كان قد وجد كلور فى رئته |
| Yani nöbetlere akciğerindeki bu şey mi neden oluyormuş? | Open Subtitles | إذا هذا الشيء في رئتها هو مايسبب لها النوب؟ |
| Bu yüzden akciğerindeki kitlenin o olduğunu sandık. | Open Subtitles | وهو السبب الذي جعلنا نتوقع أنها الكتلة في رئتها. |
| akciğerindeki yırtığı dikerken onları gördüm. | Open Subtitles | كنت لأرى ذلك عندما عالجت الجرح برئته |
| Hırıltı yok. akciğerindeki yırtık, tekrar açılmış olmalı. | Open Subtitles | لا يوجد أزيز لا بد أن الجرح برئته انفتح |
| Dün akşam çektiğiniz akciğerindeki pıhtının resmine bir bakayım. | Open Subtitles | دعني ارى الصورة التي التقطتها ليلة البارحة للجلطة التي في رئته |
| akciğerindeki yırtığı dikerken onları gördüm. | Open Subtitles | كنت لأرى ذلك عندما عالجت الجرح برئته |
| Hırıltı yok. akciğerindeki yırtık, tekrar açılmış olmalı. | Open Subtitles | لا يوجد أزيز لا بد أن الجرح برئته انفتح |